İç çamaşırının kökleri, bilinene göre Roma'ya dayanıyor. Yakın dönemlerde subligaculum ismi kullanılmış, et-patates bezini andıran, paylaşılmamış parç
İç çamaşırının kökleri, bilinene göre Roma’ya dayanıyor. Yakın dönemlerde subligaculum ismi kullanılmış, et-patates bezini andıran, paylaşılmamış parçadan yapılmış ve çoğunlukla boksör ve atletlerde görebildiğimiz iç çamaşırına paralel fakat kırmızı-sıcak iç çamaşırı mantığına uymayan kıyafetler varmış. Bölünmemiş Dahayaşlı Roma kadınlarında olmasa da göğüsleri çok olan kadınlar busubligaculum’un üzerinde, göğüslerini bastırmak kapalı strophium isimli bir bez daha bağlarlarmış. Bunun sebebi ise yakın dönemlerde çok göğüsün berbat durduğunun düşünülmesi. Video mahrem mantığında değil, tamolarak dönemin muhteşemlik dayatmasıyla alakalı şeylermiş yakın. Ayrıca henüz çorap kovalanmış edilmemesine rağmen, jartiyer paralel taşlı sarmalar üretmişler ve bu sarmalar iç çamaşırının doğmasıyla eşzamanlı fetişist kültürü de beraberinde getirmiş
Aynı zamanda AntikYunan’da da iç çamaşır kendini bir şekilde göstermiş. İlk başlarda genel halk kadınının kullanılmadığı ama daha sonralarda “ Aa biz de giyelim! ” diyecekleri, fahişelere özel zona isimli bir giysi üretmişler. Bu zonaların tek amacı gövdeyi güzel göstermek ve karşı türü ayartabilmeyi yorumlamamış.
İç çamaşırlarındaki büyük gelişme orta çağlarda kendini göstermiş. Subligaculumlar dahil tarihe karışmış ve ortaya minidressdenilen, geceliğe benzer bileklere kadar, uzun kollu ve oldukça bol, elbise benzeri bir giysi çıkmış. Bu elbiselerin iç çamaşır görevini gördü. Bu gelişmenin sebebi ise subligaculum ve strophiumların yeterince rahat bir şekilde izlenmesi. Daha sonraları modanın gerçekten sıkı bir evrene girişiyle, kıyafetleri darlaşmaya başladı. Bu nedenle dar elbiselerin altına kombinezonları giymenin anlamsız olduğu düşüncesiyle mini elbise benzeri ama çok daha dar yine yine geceye çıkmak ama bu sefer açıklı ve kısa kollu elbiseler yapıldı.
Yine Orta Çağ’da korse ve bustle denilen, hanımefendilerin eteklerinin arkasının kabarık görünmesi için metal ve kemikten oluşan bir kumaş buluş edilmiş. Bustle eteklerin daha ön plana çıkması ve yerlerde sürünmemesi amacıyla bulunmuş. Dikkatinizi çekmek istiyorum, hala kimse günümüz iç çamaşırı mantığıyla bir şey giymiyor. Hatta iç çamaşırı giymiyorlar.
Sonra butle farthingale olarak bilinen kabarık jüponlar geldi. Çoğunlukla yüksek kesimde kullanılan farthingales, halk için daha ucuz versiyonlarda da yapıldı. Erkekler ise iç çamaşırına benzer bir şey giyerlerdi.
Kadınlar 17. yüzyılda iç çamaşırı giymeye başladılar. İtalyan kadınları iç çamaşırı alanını ipek veya keten şortlarla doldurdu. Kadın iç giyimindeki bu değişikliğin sebebi ise erkeklerin iç çamaşırı gibi görünen şeyleri giymekten çok rahat etmesi. Böylece fikri çaldılar. Yani o dönemde kadınlar bu şortları, pantolonları, korseleri ve tahta jüponları üst üste giyerlerdi ve hepsi bir arada “iç çamaşırı” anlamına gelirdi.
Yaklaşık 200 yıl sonra, 19. yüzyılda Avrupa bu kısa iç çamaşırı mantığını benimsedi ve farthingales altın çağına girdi. Ayrıca bu süre zarfında, korseler ve paçalı şortlar demode oldu – veya ikiye bölündü – pantolonlar. Ayrıca ilk defa korseler göğüsten kalçaya kadar uzatılmıştır. 20. yüzyılda giysiler bozulmaya başladı, korseler kısaldı ve kumaşları değişti. 1920’li yıllara kadar kadınlar takım elbise üzerine korse, üzerine elbise giyerlerdi. 20’li ve 30’lu yıllar arasında paçalı don kısaldı. 0’lı yılların sonunda savaş nedeniyle zaten sorun yaşayan kadınlar artık bu soruna katlanmak zorunda kalmayarak korseleri bırakıp sadece şortla hayatlarına devam etme kararı aldılar. Ayrıca bu dönemde savaştan dolayı sivri uçlu sütyenler yani mermi sütyenler yapılmıştır. 1950’lerde savaşın sona ermesiyle moda çağının en lüks ve rahatı olan keten de galip geldi ve “seksi” tabiri nihayet pin-up kızları arasında yerini buldu. İç giyimde devrim yaratan pin-up kızları, eğlenceli ve genç tasarımlara imza attı. Ayrıca savaş sırasında gizli tutulan kadınlık, o dönemlerde artmaya başladı. 1960’lı yıllarda artık külot dediğimiz bikiniler moda oldu. 70’lerde dünyayı sallayan tanga bikinilerin yerini aldı. 90’lı yıllarda yeni bir devrim yaşandı ve Calvin Klein kuruldu. Calvin Klein markayı iç çamaşırının beline yazdığında, bu bir statü olayı oldu ve her zamanki gibi pantolonun üzerine bile görüldüler. Shapewear iç giyim 2000’li yıllarda icat edildi ve belirli bir segmentte yüksek talep gördü. Ama 21. yüzyılın en önemli gelişmesi şüphesiz balina kuyruğu! Balinanın kuyruğunun gözümüze çarpmayı başaran eğimi, pantolonun arkasından görünen kayışın arkasını temsil ederek balina kuyruğuna benzer bir görünüm veriyor.
Yorumlar