Ana Sayfaİlginç Bilgiler

Japon Kültürünün İlginç Yanları

 OjigiJaponlar temas etmekten pek hoşlanmayan toplumdur. Sarılma, el tokalaşma gibi davranışları yapmayı tercih etmezler. Bu nedenle karşıların

Batıl İnançlar
Rikuzentakata Ağacının İnanılmaz Hikayesi
Gökyüzünün İncilerinin İsimleri ve Anlamları

 

Ojigi
Japonlar temas etmekten pek hoşlanmayan toplumdur. Sarılma, el tokalaşma gibi davranışları yapmayı tercih etmezler. Bu nedenle karşılarındaki insana olan saygılarını göstermek için hafifçe eğilmeyi tercih ederler. Sabah, akşam veya günün herhangi bir saatinde karşılarındaki kişiyle eğilerek selamlaşırlar. Bu selamlaşma türüne verilen isim ise ”ojigi” dir.

İçeride Ayakkabılar Çıksın Ayakkabı Kuralı
Türk’ler ile benzer bir alışkanlığı olan Japonlar, eve asla ayakkabı ile girmezler. Bu konuda oldukça katı olduklarını söyleyebiliriz. Tapınaklar, kaplıcalar, bazı restoranlar, mağaza kabinleri, dişçiler ve pek çok alanda ayakkabı çıkarma zorunluluğu vardır.

Japonlar İşyerinde Uyku Molası Vermesi Normaldir
Japonya’da işte çalışırken uyuyakalmak oldukça normal bir davranış olarak karşılanıyor. Bu düşüncenin temelinde, kişinin kendini işine çok vermesinden dolayı yorulduğu ve uyumayı hak ettiği düşünülüyor. Az uyku dikkatsizlik ve bitkinlik gibi sorunlara yol açtığı için iş yerinde kısa süreli uyku molasıyla üretkenliklerini arttırıyorlar. Hatta bazı şirketlerde fazla mesaiye kalmak yerine evine giderek kısa sürede uyumayı tercih eden çalışanlara prim bile veriliyor. İdeal uyku süresi ise 30 dakika ile 1 saat arasında değişiyor.

Japonlar Dövmelere Pek Sıcak Bakmazlar
Eskilere dayanan bu anlayış biçiminin asıl sebebi, vücutta mürekkeple yapılan herhangi bir simgenin, yazının bir suçlu veya ahlaksız birey göstergesi olduğuna inanılır. Dövmesi olan kişilerin mafya-suç çetesi üyesi olarak düşündükleri bu önyargı, günümüzde de dövmeden uzak durmalarını hala sürdürmektedir. Ülkede dövme yasak olmamasına rağmen kaplıca, hamam, yüzme havuzları ve bazı restoranlara dövme gözükecek şekilde girmek yasaktır.

Sesli Yemek Yemek Japonya’da Normaldir
Bizim davranışlarımıza göre yemek yerken ses çıkarmak kısacası şapırdatarak yemek, Japonlar için tam aksi yönde bir düşüncedir. Bunun sebebi ise yenilen yemeğin güzel olduğunu göstermek alınan hazzı sergiliyor olması. Ayrıca böyle yediklerinde, yemeğin daha lezzetli olduğuna inanılıyor.

Yürürken Bir Şeyler Tüketmek Hoş Karşılanmaz
Japonya’da sokakta yürürken yemek yenilmesi veya içecek içilmesi oldukça kaba bir davranış ve görgüsüzlük olarak görülüyor. Bunun sebeplerinden biri ise yürürken yanındaki kişinin kıyafetine yemeğin bulaşması veya içeceğin dökülmesi.



Geleneksel Kostüm: Kimono
Desenleri ve renkleriyle gözümüzü büyüleyen kimonolar japonların yıllardan beri giydikleri geleneksel kıyafetleridir. Farklı desenlere, sembollere ve renge sahip olan bu kimonoların kendi içinde derin anlamlara sahiptir. Kumaşının rengi, hangi bitkiden yapıldıysa onun ruhunu taşıdığına ve özelliklerini yansıttığına inanılıyor. Mavi renkte bir kimono, yapıldığı indigo bitkisinin ruhunu taşıdığına ve dolayısıyla böcek, arı, yılan gibi hayvanlardan kişiyi koruduğu düşünülüyor. Ayrıca eskiden bekar kadınların giydiği kimonolarında rengi ve desenleri de farklı olup diğer kadınlardan kolay ayırt ediliyordu. Günümüzde festivallerde, dini törenlerde, çay seremonilerinde, kutlamalarda sıklıkla kimonolar tercih ediliyor.

Yüzyıllardır Japonya’da Kaplıca Keyfi 
Japonya sıcak su kaynağı bakımından çok zengin bir ülkedir. 2000’i aşkın yıldan beri bu kaynakları kullanarak gelenek haline getirmişlerdir. Aile olarak ya da arkadaş gruplarıyla rahatlamak, kafa dinlemek amacıyla giderek şehir hayatından uzaklaşırlar. ”Onsen” olarak adlandırdıkları bu kaplıcalar eski dönemlerde hamam olarak kullanırdı şu anda ise kültürlerinin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Hem mineral bulunduran hem de sıcaklığıyla rahatlatan bu şifalı kaplıcaların, açık ve kapalı halleri mevcuttur. Geleneksel olarak adlandırdıkları ise daha çok açık kaplıcalardır. Tamamen kıyafetsiz girildiği için kadınların ve erkeklerin farklı alanları mevcuttur. Bir onsene girmeden önce mutlaka şampuan-sabunla iyice temizlenmeniz gerekmektedir. Ayrıca bu kaplıcalara ayakkabı ile girmek ve dövmesi olan kişilerin girmesi de yasaktır.

Çay Seremonisi
Yüzyıllardan beri japonların sanat haline getirdikleri ve içerken huzur bulduğu bir ritüeldir. Oldukça basit gözüken bu geleneğin altında yatan amaç ve anlam ise yaşanılan anı hissetmek ve o anın asla geri gelmeyeceğini bilmektir. Ruh dinlenir, aydınlanır ve zamanın içinde kaybolur. Bu yüzden çayı bir o kadar dikkatli ve özenli hazırlarlar. Çayı karıştırma biçimleri, kaseyi tutma ve çayı koyarken ki hareketlerini bile planlı bir biçimde yaparlar. Çay servisini yapan kişi karşındakiyle son kez karşılaşıyor ve son kez çay ikram ediyormuş gibi özen gösterip ona hizmet eder. 

Japonya’da Tatiller ve Kutlamalar

1 Ocak: Japonların en önem verdiği tatil yeni yılın ilk günüdür. Bonenkai adı verilen eğlence düzenleyerek yeni yılın sembolü olan “Toshikoshi Soba“ isimli noodledan yerler. Bu noodle şekil olarak uzun olduğu için uzun bir hayatı temsil ettiğine inanılır. Ayrıca bu günde tapınakları ziyaret ederek dua ederler.
Ocak Ayının 2. Pazartesisi: 20 yaşına giren gençlerin yetişkin olarak kabul edildiği gündür ve toplu olarak törenle kutlarlar.
3 Şubat: Eski Japon takviminde kış mevsiminin son, baharın başlangıcının ise ilk günüdür. Bu günde kötü ruhlardan arınmak için toprağa, tapınaklara ve evlere kavrulmuş soya fasulyesi serperler.
11 Şubat: Milli Kurtuluş Günü’dür. Japon İmparatorluğunun kurulduğu ve ilk imparator Jinmu’nun tahta çıktığı gündür.
3 Mart: Kız bebeklerin sağlıklı, başarılı ve mutlu hayat sürmesi için yapılan bir bebek festivalidir. Özel bir gündür ama resmi tatil değildir.
20-21 Mart: Bahar Ekinoks günü olarak adlandırırlar. İnsanların doğaya duydukları saygıyı sundukları bir gündür.
29 Nisan – 5 Mayıs: 29 Nisan İmparator Showa’nın doğum günüdür. Yeşili ve doğayı seven bu imparator anısına Yeşil Gün olarak kutlanır. 3 Mayıs Japon Anayası’nın yürürlüğe girdiği 5 Mayıs ise çocuk bayramı olarak kutladıkları gündür. Bu uzun süreç ise “Altın Hafta“ olarak adlandırılır.
7 Temmuz: Yıldız Festivali olarak adlandırılır. Kağıtlara dileklerini yazarak bambu ağaçlarına asarlar.
Temmuz Ayının 3. Pazartesi Günü: Ada ülkesi olan Japonya’nın denize karşı sundukları saygıyı gösterdikleri gündür.
Eylül Ayının 3. Pazartesi Günü: Yaşlılara sevgi ve sayı gösterdikleri, ziyaret ederek uzun ömürlerini kutladıkları gündür.
23 Eylül: Atalarını andıkları bir gündür. Mezarlıkları ziyaret ederek onları anarlar.
Ekim Ayının 2. Pazartesi Günü: Spor günü olarak kutlanır. Tokyo Olimpiyatlarının yıldönümü olarak kutlanmaya başlamıştır.
3 Kasım: Kültür günüdür, sahip oldukları özgürlükleri kültürel etkinliklerle kutlarlar.
23 Kasım: Emekçilere duydukları saygıyı kutladıkları bir gündür.
23 Aralık: İmparator Akihito’nun doğum gününü çeşitli etkinlerle kutlarlar.
31 Aralık: Yılın son günüdür ve festival şeklinde kutlarlar.

Yorumlar

Wordpress: 0
    Disqus: 2