Kapibaranın isim kökeni Brezilya'da yaşayan Tupi Aborjinleri'ne dayanmaktadır. Tupice "ince yaprakları (çimen) yiyen" anlamına gelen "ka'apiûara" sözc
Kapibaranın isim kökeni Brezilya’da yaşayan Tupi Aborjinleri’ne dayanmaktadır. Tupice “ince yaprakları (çimen) yiyen” anlamına gelen “ka’apiûara” sözcüğü, günümüzde “kapibara”ya dönmüştür. Latince ismi olan Hydrochoerus ise, “su” ve “domuz” kelimelerinin birleşiminde oluşmaktadır.
Kapibaralar, özellikle ılık ve oldukça nemli bölgeleri seven, dış görünüşü itibariyle fazlasıyla büyük bir hamsterı andıran ve Güney Amerika’ya özgü olan, günümüzde hâlen hayatta olan en büyük kemirgen türüdür. Boyutları kimi yerlerde iri bir köpek kadar olan bu kemirgenler, aynı zamanda oldukça dayanıklılardır. Kapibaralar bir kemirgen olmasına karşın diğer kemirgenler arasında kendisine en yakın yaşayan tür gine domuzlarıdır (ya da bir diğer bilindik isimleriyle, “kobay fareleri”). Bu benzerlik, özellikle iki türün de dış görünüşlerine bakıldığında ortaya çıkar. Boyuttaki fark gözardı edilirse yüz ve özellikle burun çevresi bu iki tür arasında genetik olarak büyük benzerlik olduğunu gözler önüne serer.
Kapibaralar vücut yapıları gereği nemli ve ılıman ortamları severler. Güney Amerikadaki tropik ormanların oldukça geniş bir kısmına yayılmış bu canlı, gerek karada gerekse suda rahat bir şekilde hayatta kalabilmesi nedeniyle Güney Amerika dışında da ekvator kuşağına yakın bataklık benzeri pek çok yerde de oldukça rahat bir şekilde yaşayabilir. Güney Amerika’nın puma ve piton gibi büyük yerel avcıları, kapibaralar için en büyük tehlikeyi oluştursa da sulak alanlardaki çevikliği ve büyük sosyal gruplar oluşturmaları bu tehlikeleri en aza indirgemektedir.
Kapibaralar, tıpkı fare kuzenleri gibi oldukça sosyal bir yapıda yaşarlar. Kimi zaman 100’ün üzerinde üyeye sahip gruplar kurabilirler ve bu komüniteler hiyerarşik bakımdan katı bir yapıya sahiptirler. Bir örnek vermek gerekirse, ortalama 10-15 üyeye sahip bir kapibara grubunda 4-5 erkek bulunurken, 7-8 dişi bulunması gayet normaldir ve grup, tek bir dominant erkeğin kontrolü altındadır. Dişilerin çiftleşme döneminde dominant erkekler her ne kadar agresifleşseler de çiftleşme seçimi yine de ilginç bir şekilde dişinin elindedir. Yani suda üreyen bu türün bir dişisi eğer bir erkekle çiftleşmekten kaçınmak isterse, basitçe suyun altına dalabilir veya sudan çıkabilir. Hiyerarşik yapı ne kadar kuvvetli olursa olsun üreme seçimi dişide olduğundan, dominant erkek dışındakilerin de çiftleşmesi kaçınılmazdır.
Kapibaraların suyla ilişkisi sadece çiftleşmeyle kalmayıp dinlenme ve uyumaya kadar gider. Aynı şekilde ön ayaklarının paletli oluşu bu canlıları suda oldukça çevik kılmakla kalmayıp avcılarından kaçmak için büyük bir avantaj oluşturur.
Bu ilginç canlılar zamanlarının çoğunu otlayarak ve çoğu fotoğraftan da anlaşılacağı üzere dinlenerek geçirirler.
Bu durumla başa çıkmanın en doğru yolu ise koruma merkezlerindeki denetimlerin ve evde bu canlıları beslemenin daha yoğun kontrollerden geçmesidir.
Bu canlıları günümüzde Japonya’daki hayvanat bahçelerinden Güney Amerika’daki tropiklere kadar oldukça çeşitli bölgelerde görmek mümkündür.
Yorumlar