Pergamon Antik Kenti, İzmirFarklı tarihsel dönemlere ait katmanları barındıran Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı Kibele Kutsal Alanı, İlyas T
Farklı tarihsel dönemlere ait katmanları barındıran Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı Kibele Kutsal Alanı, İlyas Tepe, Yığma Tepe, İkili, Tavşan Tepe, X Tepe, A Tepe ve Maltepe Tümülüsleri ile birlikte toplam 9 bileşenden oluşuyor. Helenistik ve Roma dönemlerine ait kültürel peyzaj değerleri; Roma ve Doğu roma dönemlerine ait katmanlar üzerine yayılan Osmanlı Dönemi yapıları ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.
Denizli, Çaldağı’ndan gelen kalsiyum oksit içeren suların yarattığı Pamukkale Travertenleri bembeyaz benzersiz görüntüsüyle eşsizliğini koruyor. Bu beyaz dünyada inşa edilen Hierapolis Antik Kenti ise geç Helenistik ve erken Hristiyanlık dönemlerine ait kalıntılar barındırıyor. “Kutsal şehir” anlamına gelen Hierapolis 1988 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.
Denizli merkezinin yanı başında parlayan Laodikeia Antik Kenti, Lykos (Çürüksu) Vadisi’nin en önemli antik kenti olarak tarihte yerini alıyor. Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından karısı Laodike adına kurulan kentte en eski yerleşimin izleri M.Ö. 5500’lü yıllara dayanıyor. Anadolu’da inşa edilen en büyük stadyumun da bulunduğu kent Denizli’de yer alan en büyük antik kent olma özelliğine sahip.
Tarihi M.Ö. 3000 yılına uzanan, Hititler Dönemi’nde, 8 katlı bir şehir olarak inşa edilen Kaymaklı Yeraltı Şehri Roma ve Bizans dönemlerinde daha fazla oyularak genişletilmiş. Tüf kayaların oyulmasıyla ortaya çıkan şehir, toplulukların geçici olarak yaşaması için odalar, salonlar, su mahzenleri, mutfak ve erzak depoları, havalandırma bacaları, su kuyularından oluşuyor. Yeraltı şehrinin ışıklandırılmış 4 katı ziyarete açık.
Likya-Karya döneminde önemli bir liman kenti olan Kaunos Antik Kenti bugün içerisinde olduğu doğası ve binlerce yıllık mezarları, hamam, tiyatro gibi mimari izleri ile mutlaka görülmesi ve hikâyesi öğrenilmesi gereken antik kentlerden. Gösterişli kaya mezarları ile ünlü olan Kaunos Antik Kenti, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor. Marmaris, Dalyan’da yer alan kente gitmek de bir o kadar keyifli. Dalyan’dan kalkan teknelerle 10 dakika yolculuk yaptıktan sonra ağaçlı yoldan 15 dakika kadar yürümeniz gerekiyor.
Adana Kozan’da konumlanan, UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan Anavarza Antik Kenti nam-ı değer “yenilmez şehir”. Efes Antik Kenti’nden daha büyük bir alanı kaplayan antik kent farklı medeniyetlerin izlerini barındırıyor. Antik çağların en büyük kenti olarak bilinen Anavarza, Kilikya Bölgesi’ndeki tek örnek olan 3 girişli zafer takı olmak üzere günümüze kadar korunarak gelen şehir kalıntıları ile hayranlık uyandırıyor.
Türkiye-Ermenistan sınırına yakın bir noktada konumlanan Arpaçay Nehri kenarında kurulan Ani Antik Kenti UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. “1001 Kilise Şehri” olarak da tarih ve arkeoloji sayfalarında anılan Ani Antik Kenti’nde Bagratuni Ermenileri’nden Bizanslılar’a, Selçuklular’dan Gürcüler’e kadar farklı devletlerin izlerini görmek mümkün. Tarih boyunca farklı uygarlıklara onlarca savaşa şahit olan Ani Antik Kenti’nin ayakta kalan kalıntıları arasında manastır, cami, kilise yapıları var.
Günümüzde Antalya’nın Olimpos Beydağları Milli Parkı sınırları içerisinde yer alan Olympos Antik Kenti’nin tam kuruluş tarihi bilinmiyor. MÖ 167–168 yıllarında basılan Likya Birlik sikkelerinde bahsedilen Olympos Antik Kenti’nin gücü ise Likya Birliği’nde üç oy hakkına sahip 6 şehirden biri olmasından geliyor. Bugüne ulaşan kalıntıların büyük bölümü ağaç ve çalılarla örtülü olsa da bu orman içerisindeki antik kenti gezdikten sonra Çıralı’nın berrak sularında serinleyebilirsiniz.
Fethiye-Kalkan arasında Xanthos Vadisi’nde yer alan Patara Antik Kenti konumu ve bıraktığı miras ile en büyük tarihi değerlerden biri. Vadinin denize açılan tek yeri olması sebebiyle tarihte her zaman önemli bir liman kenti olarak anılan Patara’da Helenistik, Roma, Bizans dönemlerinin izlerini görmek mümkün. Güzel havalarda kenti ziyarete gidiyorsanız daha sonra Patara Plajı’ndan denize girebilirsiniz.
Antalya’nın Belkıs Köyü’nde yer alan Aspendos Antik Kenti, 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklendi. MÖ 10. yüzyılda Akalar tarafından kurulan şehir MS 2. yüzyılda Romalılar tarafından inşa edilen tiyatrosu ile tanınıyor. Akdeniz’in en iyi korunan Roma Dönemi tiyatrosu ihtişamını korumaya devam ederken antik kentin agora, stadyum, hamam, sarnıç kalıntıları da görülmeye değer.
Doğu’nun Efes’i” olarak anılsa da aslında Dara Antik Kenti’nin eşi benzeri yok. Araştırmalara göre 507 yılında, Doğu Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırını Sasaniler’e karşı korumak için kurulan Dara Antik Kenti tarihi İpek Yolu üzerinde olmasıyla uzun yıllar önemli bir merkez olmuş. Dini, kültürel, askeri ve ticari bir merkezden kalan antik kent gören herkesi büyülüyor.
2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren Göbeklitepe tarihe dair bildiklerimize yeni bir yön veren bir hazine. Harran Ovası’na hâkim bir noktada M.Ö. 9,500-8,000 yılları arasında tarihlenen ve yaklaşık 1500 yıllık bir dönemden kalan arkeolojik kalıntılar insanlık tarihine yeni bir ışık tutuyor. Göbeklitepe’de bulunan dikilitaşlar dünyanın en eski anıtsal yapıları arasında yer alıyor.
Volkanik bir dağ, doğal anıt ve insan eliyle yapılan tarihi eser olarak büyük bir değer olan Nemrut Dağı 1987 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı. M.Ö. 1. yüzyılda burada hüküm süren Kommagene Kralı’nın tüm din ve kültürleri bir bayrak altında toplamak için tasarladığı düşünülen heykeller bugün bile gizemini ve görkemini korumaya devam ediyor. “Zeus’un göklerdeki tahtına en yakın yer” olarak bilinen Nemrut Dağı dev heykelleri, muhteşem gün doğumu ve gün batımı manzaralarıyla mutlaka görülmeli.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Aphrodisias Antik Kenti’ne kavuşmamızı fotoğrafçı Ara Güler’in yolunu kaybedip, buranın fotoğraflarını çekmesine borçluyuz. Adını, aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite’den alan antik kent M.Ö. 2. yüzyılda Roma İmparatorluğu egemenliğinin güçlenmesiyle kutsal bir öneme sahip olarak Aphrodisias ismini almış.
‘Doğu Akdeniz’in Efesi’ olarak bilinen Uzuncaburç Olba Antik Kenti ülkemizin kıymetli hazinelerinden biri daha. 2 bin 500 yıllık antik kent binlerce yıllık kilise, tapınak ve anıt mezarlarıyla bir tarihe tanıklık ediyor. Özellikle uzun sütunlarıyla Efes Antik Kenti’ni anımsatıyor. Silifke’ye 30 km mesafede olan antik kent Mersin rotasının vazgeçilmezi.
İlk milli kazımız olan Alacahöyük Antik Kenti 4 farklı uygarlık katmanının izlerini taşıyan Anadolu’nun kıymetli hazinelerinden. Eski Tunç Çağı Hatti dönemine ait olduğu anlaşılan kral mezarları ile bilim dünyasında ünlenen antik kentte Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu-Osmanlı dönemlerine ait izler de bulunuyor.
“Bin Tanrılı Şehir” olarak bilinen Hattuşa Antik Kenti, Anadolu’nun ilk medeniyetlerinden biri olan Hatti ve Hititlerin mirasına ev sahipliği yapıyor. Çorum’un Boğazkale ilçesindeki antik kent hem UNESCO Dünya Belleği hem de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer almasıyla ilkler arasında bulunuyor. 450 yıl boyunca Hititler’in başkenti olan Hattuşa Antik Kenti özellikle yüksek kayalar arasına saklanmış Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı ile görenleri büyülüyor.
Tarihi M.Ö. 6. yüzyıla uyanan Assos Antik Kenti sönmüş bir volkanik tepe üzerinde yer alıyor. Lidya, Pers, Pergamon ve Roma egemenliğine giren Assos aynı zamanda Antik Yunan filozofu Aristo’nun burada yaşarken kurduğu felsefe okulu ile de büyük önem taşıyor.
İlk yerleşim katı M.Ö. 3000-2500 ile erken Bronz Çağı ile başlayan Troia Antik Kenti’nin son yerleşim katmanı ise Roma Dönemi ile sonlanıyor. 3000 yıl boyunca yaşamın sürdüğü Troia Antik Kenti’nde farklı uygarlıkların izleri görülüyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan, Homeros’un İlyada Destanı’nda yer alan antik kent gerçek bir hazine.
Kuruluşu M.Ö. 6000’li yıllara dayanan, İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alan Efes Antik Kenti UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Dünya üzerinde kazılan en büyük Grekoromen şehir olma özelliğini taşıyan Efes, küçük Asya olarak adlandırılmış ve Anadolu eyaletinin de başkenti olmuş. Yunan medeniyeti ve ardından Roma medeniyeti kontrolünde olan antik kent bu iki zengin medeniyetin mimari ve kültürel izlerini taşıyor.
İzmir, Torbalı ilçesinde yer alan Metropolis Antik Kenti’nin tarihi M.Ö. 3000’li yıllara dayanıyor. “Ana Tanrıçanın Kenti” anlamına gelen Metropolis’in diğer adları olan Triyanna, Tripolis ise günümüz Torbalı’nın isim kaynağı olarak gösteriliyor. İzmir ve Efes arasındaki güzergâh üzerinde yer alması stratejik olarak önem taşırken antik kent Priene dışında nadiren görülen Helenistik Dönem anıtlarına da ev sahipliği yapıyor.
Datça Yarımadası’nın en uç noktasında inşa edilen Knidos antik çağın güçlü ve zengin liman kenti olarak biliniyor. 2600 yıllık bir tarihi olan şehir, Ege ve Akdeniz’in buluştuğu bir noktada bulunmasından dolayı deniz ticaretinin en önemli şehirlerinden. Araştırmalara göre ilk medeniyetin izlerinin Karyalılar’a dayandığı ardından Antik Yunanistan asıllı Dorlar’ın geldiği Knidos bilim, sanat ve mimarlıkta da iz bırakmış bir şehir.
Burdur’un Ağlasun ilçesinde bulunan ve tartışmasız Akdeniz’in en iyi korunmuş antik kentlerinden biri olan Sagalassos Antik Kenti’nin tarihi 12.000 yıl öncesine dayanıyor. Orijinal taşlarının büyük bölümünün korunarak günümüze gelmesi ile merak uyandıran antik kent Roma mimarisinin en iyi örnekleriyle dolu. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Sagalassos Antik Kenti her gezginin mutlaka görmesi gereken antik kentlerimizden.
2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Kibyra Antik Kenti Burdur’un Gölhisar ilçesinde yer alıyor. Romalılaşmış doğu şehirleri kategorisinin en iyi örneklerinden biri olarak gösterilen Kibyra Antik Kenti tam 2 bin 300 yıllık bir tarihe sahip. “Gladyatörler kenti” olarak bilinen kentte M.Ö. 1. yüzyıldan itibaren stadyumda gladyatörlerin gösteri yaptığı biliniyor.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne birlikte dâhil edilen Xanthos Antik Kenti ve Letoon Antik Kenti birbirine 5 km uzaklıkta bulunuyor. Likya Birliği’nin idari merkezi olan Xanthos Antik Kenti Muğla’nın Fethiye ilçesinde, Letoon Antik Kenti ise Antalya’nın Kaş ilçesi sınırlarında yer alıyor. Xanthos Antik Kenti, Lykia bölgesinin önemli din ve yönetim merkezlerinden biri olmuş; Helen, Pers, Roma, Bizans gibi farklı uygarlıkların izlerini taşımış. Letoon Antik Kenti ise Xanthos’un kutsal alanı olarak birçok tapınak kalıntısını barındırıyor.
Yorumlar