Icığını cıcığını çıkarmak: 1. Her yanını ellemek, didiklemek. 2. Bir meseleyi en ince ayrıntılarına kadar soruşturmak, incelemek.“İyice ıcığın
Icığını cıcığını çıkarmak: 1. Her yanını ellemek, didiklemek. 2. Bir meseleyi en ince ayrıntılarına kadar soruşturmak, incelemek.“İyice ıcığını cıcığını çıkardınız meselenin.”
Ikınıp sıkınmak: Bir işi yapabilmek için kendini çok zorlamak.“Ikınıp sıkınarak özür diledi.”
Irağı yakın etmek: Yapılması, gerçekleşmesi zor olan işleri, tüm güçlükleri yenerek gerçekleştirmek.
Isıtıp ısıtıp önüne koymak: Daha önce meydana gelmiş bir olayı ya da bir işi bir düşünceyi yeniden, sık sık tekrarlamak.“Yıllar önce yaşanmış olayları neden ısıtıp ısıtıp önüme koyuyorsun anlamıyorum.”
Iska geçmek: 1. Hedefe isabet ettirememek, vuramamak. 2. Üzerinde durmamak, önem vermemek, atlamak.“Bu sefer de ıska geçersen kaybedeceksin.”
Iskartaya çıkarmak: İşi yaramaz, değersiz bularak bir yana atmak.“Beni hiç kimse ıskartaya çıkaramaz.”
Islah etmek: Hatası, yanlışı olan kimseyi yola getirmek, doğru olanı görmesini sağlamak.“Allah seni ıslah etsin, ne zaman düzeleceksin!”
Işığı altında: Bir durum veya düşüncenin konuyu aydınlatmasından yararlanarak, onu göz önünde tutarak.
Işık tutmak: 1. Karanlık bir yeri ışıkla aydınlatmak. 2. Bilgisiyle, düşüncesiyle bir konuya açıklık getirmek, tutacağı yolu göstermek.“Yapılan kazılar geçmişe ışık tutuyor.”
Yorumlar