Ana SayfaTarihi Bilgilerİcatlar Mucitler

Bisikletin Tarihi

Tekerleğin pek eski çağlarda meydana getirilmiş olmasına rağmen bisikletin keşfi çok yeni sayılır. Bisiklete benzer makinelerin ilk olarak 18’inci y

İlk Kredi Kartı
4500 Yıllık Tarihi İle Hesap Makinesi
Rihter Ölçeği

Tekerleğin pek eski çağlarda meydana getirilmiş olmasına rağmen bisikletin keşfi çok yeni sayılır. Bisiklete benzer makinelerin ilk olarak 18’inci yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıktığını görüyoruz. Bisiklet, birçok makinenin uğradığı talihsizliğe uğramamış, icadıyla birlikte başarıya ulaşmıştır. Ufak bir gayretle bu kadar çabuk ve kolay yol almanın sırrına o yıllarda kimse akil erdirememişti.

1791
Bisiklet Fransa’da doğdu. İki tekerlekli bir oyuncak yapmayı düşünen Sivrac Kontu ilk olarak „bisiklet“ fikrini de gerçekleştiriyordu. Pedalı olmayan bu acayip makinenin (Celerifere) üzerine oturan kimse taşıtı ayaklarıyla yeri teperek yürütmek zorundaydı.

1817
İki tekerlekli taşıtın üzerine Badois’li Baron Drais bir gidon ve bir sele oturttu ve buna Draisienne adini verdi. Draisiennelerin yavaş yavaş öbür ülkelere de yayıldığını görüyoruz. Önceleri halkın büyük bir tedirginlikle karşıladığı bu acayip taşıt sonraları moda oldu.

Pierre ve Ernest Michaux adında baba-oğul iki Fransız Draisiennein ön tekerlek göbeğine pedal taktılar. İşte bu olay, gerçek bisikletin doğuşuydu. Böylece makineyi sürerken insan enerjisinden düzgün biçimde yararlanmak mümkün oluyordu.

Bundan sonra bisiklet hastalığı bütün Avrupa’da yayılmaya başladı. Michaux’larin Velo adini verdikleri taşıt Velocipede ismi altında İskoçya’ya girdi. Kirkpatrick Mac Millan adında birinin propagandası bu ülkede de Velosiped salgınına sebep oldu.

1864’te Michaux’lar Fransa’da bir Velo fabrikası kurdular. O yıl 142, ertesi yıl da 400 Velo yapan fabrikada 200 işçi çalışıyordu.

1865
İngiltere’de Velocipede yapımı isine ilk olarak Coventry Dikiş Makineleri Şirketi el attı. Demir telli tahta tekerleklerden meydana gelen bu basit taşıta sarsak adi takılmıştı.

1875
Bu tarihe kadar yapılan Velocipede (velospit)’lerde pedalın bir dönüsü tekerleği de ancak bir defa döndürebiliyordu. Bundan ötürü Velocipedein hızının ön tekerleğin büyüklüğüne bağlı olduğu sanıldı: Tekerlek ne kadar büyürse taşıt da o kadar hızlı gidecekti. Böylece ön tekerleğin çapı 75sm’den 162sm’ye kadar artarken arka tekerlek de 30sm’ye kadar küçüldü. Artık Velocipede bütünüyle oransız bir biçim almıştı. Üstelik bu kadar yüksek bir bisikletin üzerine çıkıp oturmak ancak çok uzun boylu kimselerin başarabileceği bir isti (Kısa boylular üç tekerlekli velocipede’le yetinmek zorundaydılar).

Ayna dişlisinin ve rublenin icadı bu acayip duruma son verdi. Ayna dişlisi kadro üzerine takılan pedallara, daha küçük olan ruble de arka tekerlek göbeğine takıldı. Her iki dişli bir zincir aracılığıyla birbirine bağlandı. Öndeki büyük dişliyi pedala bir defa döndürmek arkadaki küçük dişlinin birkaç defa dönüsünü sağlıyordu.

1888
19’uncu yüzyılın çukur ve hendekli yollarında tahta tekerlekli velocipedele dolaşmak bir zevk olmaktan çok bir eziyetti. İşte bu tarihlerde J.B.Dunlop adında bir İngiliz’in önemli bir bulusu velocipede’i sarsıntılı bir taşıt olmaktan çıkararak rahat ve kullanışlı bir duruma getirdi. Bununla birlikte velocipede’in karsılaştığı zorluklar bitmiş değildi. Arka tekerlekler, ayna dişlisinin yardımıyla dönerken pedallar da beraber dönüyor, yokuş aşağı inerken bile pedal çevirmek gerekiyordu.

1900 yılında arka göbek’e uygulanan bir düzen, rubleyi arka tekerlekle birlikte sürekli olarak dönüşten kurtardı. Böylece pedalların gerektiğinde kullanılması sağlanmış oldu. Bugünkü görünüş ve yapısını kazanan Velocipede (velospit)’e daha sonraki yıllarda bisiklet adi verildi: (Lâtince, bi = çift, iki ; Yunanca, kukos = daire, tekerlek).


2017
Günümüzde çok gelişmiş olan bisikletler dağ bisikleti,yarış bisikletleri,model model çocuk bisikletleri,şehir ve yol bisikleti,fitness bisikleti,elektirikli bisiklet,hizmet bisikletleri olmak üzere bir çok alanda kullanılır oldu.

Yorumlar

Wordpress: 0
    Disqus: