Saunadaki kuru sıcak hava bağışıklık sistemini güçlendirir. Saunada insanın iç ısısı kısa süre yapay olarak 1°-3°C yükselir, bu da birçok mikrobun ölü
Saunadaki kuru sıcak hava bağışıklık sistemini güçlendirir. Saunada insanın iç ısısı kısa süre yapay olarak 1°-3°C yükselir, bu da birçok mikrobun ölümüne neden olur. Sauna rahatlatıcıdır, doğru olarak uygulandığında herhangi bir yan etkisi de yoktur.
Sauna sözcüğü, bugün konuşulan Laponca’dan önceki eski Laponca’da, kar yığıntısına açılmış delik anlamına gelen savne sözcüğünden türemiştir. Laponca suozvnje sözcüğü ise, kar veya yer altındaki çukur anlamına gelir.
Asya ve Avrupa’nın kuzeyinde yaşayan insanların, soğuğa karşı dirençlerini artırmak için yer altındaki kovuklara veya çadırlara kızgın taş koyarak terleme yöntemini kullanmaya ne zaman başladıkları bilinememektedir. Finlandiyalıların sauna dedikleri bu banyo çeşidi, günümüzde tüm dünyada aynı adla tanınmaktadır. Asya’nın kuzeyinde yaşayan toplulukların bu banyo yöntemini, Avrupa’ya ve Bering boğazından geçerek Amerika’ya taşıdıkları bilinmektedir.
Avrupa’da saunayla ilgili ilk yazılı bilgi 15. yüzyıldandır. Bu yazılı belgelerden eskiden saunada et tütsülendiği, malt ve keten kurutulduğu, insanlara tedavi edici kompresler yapıldığı, ayrıca sıcakta kan daha iyi aktığı için hekimlerin ve berberlerin hacamat yaptığı anlaşılmaktadır. Finlandiya’da sauna doğum odası olarak da kullanılmıştır. Doğum anne ve bebeğin dayanacağı sıcaklıkta yaptırılmaktaydı. Önceden 100° C’ye ısıtılmış olan saunadaki havanın dezenfekte olması nedeniyle anne albastıdan korunmaktaydı.
Herodot, İskitlerin ateşte kızdırılmış taşlan yuvarlayarak küçük çadırları ısıttıktan sonra, içine girerek terlediklerim yazmıştır. Bu yöntem Yunanlıların hamam kültürünün temelini oluşturmuştur. Hamam kültürünü Yunanlılardan alan Romalılar, banyo yapmayı kalabalık toplumların eğlencesi durumuna getirmiştir. Avrupa’da toplu olarak banyo yapma ve temizlik kültürü 14. yüzyıla kadar sürmüştür. Ancak insanların bir arada banyo yapması kiliseyi rahatsız etmiş, banyo yapanların cezalandırılması bile gündeme gelmiştir.
Bunun sonucu olarak pis kokulardan ve çok kötü görünümlü saçlardan kurtulmak için parfüm ve peruk sanayii gelişmiştir. 19. yüzyıla kadar saunaya girmek rezillik olarak kabul edilmiştir. Saunanın diğer hamamlardan farkı kuru ve sıcak havadır. Günümüzden 2000 yıl önce Asya’nın kuzeyinden gelerek bugünkü Finlandiya’ya yerleşen Finliler, Moğolların buluşu olan sıcak taşla terleme ve hamamı yöntemini beraberlerinde getirmiştir. Sonra bu taş hamamdan saunayı geliştirmişlerdir. Sıcak taş terleme hamamında bir kulübe veya ufak bir mağara, ateşte kızdırılan taşla doldurulur ve üzerine su dökülürdü.
Meydana gelen nemli sıcak hamamda terlenirdi. Taş devrine kadar uzanan bu en eski tip sıcak banyo yapma yönteminin saunadan farkı, içerideki havanın kuru olmamasıdır. Bu hamam tipi Moğollar tarafından geliştirilmiş ve Bering boğazı üzerinden Kuzey Amerika’ya götürülmüştür. Roma hamamında banyo, tabanından ve içi boş duvarlardan sıcak havayla kuru olarak ısıtılır. Roma hamamında sıcak ve soğuk su bulunmaktadır. Hamam sözcüğü Arapça kızdırmak anlamına gelmektedir. Türk veya Arap hamamı kaim duvarlıdır, birçok odadan oluşur. İçerisinin sıcaklığı 40-50°C arasındadır. Tavana doğru yükselen nemli sıcak hava, ısıtılan su kazanından yükselir. Hamamda sıcak ve soğuk su bulunur.
Rus hamamı banja ağaçtan bir kulübedir, yapı bakımından saunaya benzer. Bir taş sobayla en çok 50°C-ye kadar ısıtılır. Sobanın üzerine sürekli su dökülerek hamamda su buharından kaim bir sis bulutunun oluşması sağlanır. Rus hamamı saunaya göre daha soğuk ve daha nemlidir.
Günümüzde saunada da gelişen teknikten yararlanılmaktadır, ancak yöntemde hiçbir değişiklik yapılmamıştır.
Sauna üç bölümden oluşur: soyunma odası, duşların ve soğuk su havuzunun bulunduğu oda ve terleme odası. Eğer sauna küçük bir göletin yanında değilse, duşların bulunduğu odaya bir soğuk su havuzu yapılır. Sürekli olarak suyu değişen bu havuzun derinliği 1 metredir. Duşlardan sıcak ve soğuk su akar. Saunanın geleneksel olarak dünyanın her yerinde, de, örneğin sindirim organlarında, bağlı olmaması gereklidir.
Dikkat: İki banyo arasında kesinlikle herhangi bir şey yenmez. Dolu mideyle saunaya girilmez, saunadan sonra da mide doldurulmaz. Saunadan sonra az ölçüde, hafif yiyecekler yenmelidir.
Terleme süresinde nabız %50′den daha çok yükselmez. Halbuki ağır bir iş yapan bir insan, 5-6 misli daha çok yük altında olduğundan nabız daha yüksektir. Sık saunaya giren insanın vücudu alıştığı için nabız daha da yavaş atar.
Üç kere arka arkaya saunaya giren bir insan 0,5-1 litre arasında su kaybeder. Terin %99′u su, geri kalan %1′i yemek tuzu, potasyum ve üreden oluşur. Sauna banyoları arasında su içilmemesi önerilmektedir. Ancak saunadan sonra içilen bol su, vücuttan toksinlerin böbrek üzerinden atılmasını hızlandırır. Çok susuzluk hissedildiğinde iki sauna banyosu arasında bir iki yudum ılık su içilebilir. Saunadan sonra su veya maden suyundan başka bir içecek içilmemelidir.
Suyun oda sıcaklığında olmasına dikkat edilmelidir. Soğuk içecekler iç organlar üzerinde olumsuz etki yapar. Saunadan sonra içilen alkollü içecekler saunanın sağladığı tüm yararı kısa sürede ortadan kaldırır. Saunadan sonra su içilmesi böbreklerin çalışabilmesi için gereklidir. Eğer saunadan sonra fazla su içilmezse, böbrek kum ve taşı da oluşabilir. Saunada ve saunadan sonra sadece ter ve böbrekler üzerinden toksinler atılmaz. Sıcak soğuk farkı nedeniyle tembel bağırsaklar da uyarılır ve çalışmaya başlar, ancak bu uyarının tam işleyebilmesi için de bol su içilmesi gereklidir.
Sauna solunum sayısı üzerinde herhangi bir olumsuz etki yapmaz. Dinlenme halindeki bir insan, dakikada 16 kere solunum yapar. Ender olarak saunada çok az insanda bu sayı, bazen 17 veya 18′e çıkabilir. Saunada çok az oksijen olmasına rağmen solunumun sayısının ve derinliğinin değişmemesinin nedeni, kasların gevşemesi ve dinlenmeye geçmesi yüzünden, vücudun daha az oksijene ihtiyaç duymasıdır. Ayrıca, sauna göğüs kaslarını yumuşatır ve bağ dokusunun elastikiyetini de artırır.
Bu nedenle göğüsün hacmi de genişlemiş olur. Saunada sigara içmek veya iki sauna banyosu arasında sigara içmek çok zararlıdır. Saunadan 1 saat önce ve saunadan 1 saat sonrasına kadar sigara içilmemelidir. Bu süreleri uzatabilenler, saunadan daha çok yararlanmış olur. Araştırmalar, düzenli ve doğru olarak saunaya giren insanların, girmeyenlerden daha az hasta olduklarını göstermiştir.
• Saunaya girmeye yeni başlayanlarda, güçlü bir terlemeden sonra şiddetli ancak kısa süren nezle veya geçici baş ağrısı görülebilir. Bazı insanlar bu durum karşısında genellikle kendilerine saunanın iyi gelmediğine karar verir. Aslında bu durum çok az insanda görülür ve psikolojiktir. Bu nedenle saunaya girmekten vazgeçmek yanlış olur. Saunaya birkaç kere girildikten sonra durum tamamen değişir. İnsan saunanın getirdiği yararları hissetmeye başlar.
• Özellikle ev saunalarında aydınlatmada kullanılan renklerle saunanın etkisi artırılmaktadır. Saunada kırmızı aydınlatma cilt ve bezeler üzerinde uyarıcı rol oynar, mavi sakinleştirici ve yüksek tansiyonu düşürücüdür, sarı sindirim organları üzerinde olumlu etki yapar, sinir sistemini uyarıcıdır, yeşil ise uyku bozukluklarında sakinleştiririci rol oynar.
• Birçok insan saunanın zayıflattığını sanmaktadır veya uzun süre sık sık saunaya girerek fazla kilolarının ve yağlarının bir bölümünden kurtulacağını ümit etmektedir. Sauna kesinlikle zayıflatmaz. Saunaya girerken tartılan bir kimse, çıktıktan sonra tartıldı-ğında kilosunun azaldığını görebilir, ancak aradaki fark terleyerek kaybedilen sudur. Saunadan sonra i-çilen su kilonun tekrar aynı duruma gelmesini sağlar. Sauna kilo kaybından sonra ortaya çıkan deri sarkmalarını, kırışıkları derideki kanlanmayı artırarak önler, bağ dokusunun ve derinin elastikiyetini artırarak derinin gerginleşmesine yardımcı olur.
• Sauna vücuttaki kan dolaşımını dengeler. Kasları gevşetir, sinir sisteminin rahatlamasını sağlar. Saunada insanlar günün, haftanın stresinden kurtulur.
• Birçok sporcu saunanın kaslar üzerindeki olumlu etkisini bilmektedir. Zorlu bir antrenmandan sonra veya uzun süre antrenman yapılmayıp spora yeniden başlandığında, spordan sonra saunaya girmek rahatlatıcıdır. Spor yapıldığı sürede, kaslarda yüksek oranda süt asidi ve enerji kullanımı nedeniyle birçok toksik madde toplanır. Bu da kas tutukluğuna neden olur. Kaslarda toplanan bu maddelerin kan tarafında taşınarak kısa sürede vücuttan atılması gerekir. Saunadaki sıcak, bu maddelerin kısa sürede taşınmasını sağlayarak kas tutukluğunu önler. Kas krampları, kas tutukluğundan daha rahatsız edici ve ıstırap vericidir. Bu durum genellikle kaslar yeteri kadar ısınmadan yapılan ağır sporun veya çalışmanın sonucu ortaya çıkar. Sauna bu durumlarda da yardımcı olmaktadır. ,
Dikkat: Bacak kaslarına sık sık kramp girenler bir doktora başvurmalıdır. Bunun nedeni vücuttaki mineral eksikliği olabilir.
• Cilt hastalıklarının birçok nedeni vardır. Ancak genellikle vücuttaki diğer organlardaki fonksiyon bozuklukları nedeniyle ortaya çıkarlar.
Akne genellikle kronik olarak ortaya çıkan bir hastalıktır. Yağ bezlerinin aşırı yağ salgılamaları yüzünden derideki gözenekler tıkanır. Bu nedenle de iltihaplı sivilceler oluşur. Bazen deri altında düğümler oluşturduktan sonra patlayarak, hoş olmayan yara izleri bırakırlar.
Aknesi olanların herkese açık sauna yerine, evdeki saunaya veya bir klinikteki saunaya girmek yerinde olur. Doktor kontrolü altında girilen saunadan sonra bir uzmanın akneleri patlamadan temizlemesi en doğrusudur.
Alerji nedenli ekzemalar ve kurdeşen de yine bir klinikteki saunada doktor kontrolünde tedavi edilebilir. Sedef hastalığının birçok nedeni vardır. Ağır bir enfeksiyon, grip, verem veya iklim değişikliği hastalığı başlatabilir. Ancak en büyük sorun aşırı alkol, şişmanlık ve strestir. Bunun yanı sıra sıtma, yüksek tansiyon ve alman çeşitli ilaçlar da hastalığın önemli nedenleri arasındadır.
Doktor tedavisi yanı sıra kontrollü sauna tedavisi de tedaviye yardımcıdır.
• Saunaya ilk girenler, sıcak havanın solunum yollarım tıkadığı duygusuna kapılırlar. Solunum yolları saunadaki sıcak hava yüzünden kesinlikle kurumaz ve tahriş olmaz. Solunum yollan hastalıklarında sauna hekimler tarafından özellikle önerilmektedir. Sıcakta vücut daha fazla sümüksü madde salgılamaktadır. Bu sümüksü madde kurumayı önlediği gibi, birçok mikrobun ölmesini sağlayarak bağışıklık sistemini güçlendirir.
• Astım genellikle alerjik bir hastalıktır. Kalıtım nedenli olan astım da vardır. Çoğunlukla çocuk yaşta başlar ve büyüdükçe ilerler. Astım hastaları saunadaki kuru havaya çok iyi dayanır ve düzenli sauna banyoları sonunda nöbetlerden kurtulurlar. Saunadaki sıcak hava kanlanmayı artırır ve kasları
gevşetir. Bu durum göğüs kasları ve akciğeri çevreleyen kaslar için de geçerlidir. Bunun yanı sıra sauna sinir sistemini de olumlu olarak etkiler. Ayrıca, mukoza tabakası daha iyi kanlandığından balgam sökülür. Bu nedenle de solunum rahatlar. Böbrek üstü bezleri de saunada olumlu olarak etkilediğinden çalışması artar. Bu yüzden astımlı çocukların, tedavinin yanı sıra saunaya girmesi, tedaviyi desteklediği için hekimler tarafından önerilmektedir.
• Bronşların akut veya kronik iltihaplanması çoğunlukla ateşli bir hastalıktan sonra başlar. Sigara ve ağızdan soluma da bronşların iltihaplanmasına neden olur.
Dikkat: Akut ve şiddetli bronşiti olanlar saunaya girmemelidir. Hastalık hafifledikten sonra saunaya girilebilir.
Saunanın bronşlara etkisi astımda olduğu gibidir Düzenli sauna bronşları rahatlatır ve balgam salgısının artmasını sağlar. Ayrıca sauna hastaların stresini de azalttığı için, hastalığın tedavisinde önemli rol oynar.
• Sauna yüksek tansiyonu düşürür ve kan dolaşımını dengeler. Saunadaki sıcak, atar damarların genişlemesini sağlar. Nabzın yükselmesi, dolaşan yüksek kan oranı nedeniyle ayarlanır ve kan basma düşer. Yüksek tansiyonu olanlar saunaya kendilerini yavaş yavaş alıştırmalıdır. Soğuk su havuzuna da girmemelidirler.
Yüksek tansiyonu olanlar yavaş soğumalıdır. Serinleme odasında daha uzun süre kalmalı ve bu süre içinde yavaş yavaş dolaşmalıdırlar. Soğuk suyu bir hortumla ayaklarından başlayarak dökmeli, en son olarak sırtlarına ve başlarına dökmelidirler.
• Saunanın sinir sistemi üzerindeki olumlu etkisi, böbrek üstü hormonu salgısının artmasıyla daha da güçlenir. Saunada çok az stres hormonu salgılanır.
• Sauna uyku bozukluklarının azalmasına yardımcı olur. Sinir bozukluğu ve huzursuzluk nedenli uykusuzlarda rahat, derin bir uyku sağlar. Saunadan sonraki rahatlatıcı tatlı yorgunluk, gece uyanmadan deliksiz bir uyku uyunmasına yardımcı olur. Uyanıldığında dinlenmiş ve zinde hissedilir. Gece rahat bir uyku uyuyabilmek için, saunaya girildikten sonra ağır yemek yememeli, içki ve fazla sigara içmemelidir.
• Araştırmalar hamilelik döneminde saunaya girmenin hamile kadına hiçbir zarar vermediğini, hatta yararlı olduğunu göstermiştir. Hamilelik döneminde düzenli olarak saunaya giren kadınların, doğum sanalarmın şiddetinin daha az olduğu, doğum yolunun daha rahat olduğu, daha çok genişlediği ve doğum süresinin daha da kısaldığı gözlenmiştir. Doğum esnasında hamile kadının üzerindeki yük, düzenli saunaya giden kadında azalmaktadır. Buna saunanın kan dolaşımı üzerindeki olumlu etkisi ve kanın dengeli dağılımı neden olmaktadır. Ayrıca yapılan gözlemler saunaya düzenli giden hamile kadınlarda varis oluşmadığım göstermektedir. Sauna hamilelik süresince kadının vücudunda toplanan maddelerin kısa sürede atılmasını sağlamaktadır. Ayrıca, bazı kadınlardaki ödem sorununun kısa sürede ortadan kalkmasına veya ödemin çok azalmasına da yardımcı olmaktadır.
Not: Hamilelikte haftada bir saunaya girilmelidir.
Kimler Saunaya Girmemelidir: Akut ve ateşli hastalığı olanlar, kalp ve kan dolaşımı hastalığı iyileşmemiş olanlar, derisinde, iç organlarında ve kan damarlarında iltihap olanlar, veremi tam olarak iyileşmemiş olanlar, kronik karaciğer hastaları, damar hastası olanlar, epilepsi hastaları veya epilepsi benzeri nöbetler geçirenler, kalp kronerlerinde kanlanma bozukluğu olanlar, vücudunda açık ve iltihaplı yaraları olanlar saunaya girmemelidir.
Ayrıca büyük beyinlerinde ağır kanama bozukluğu olanlar, ağır karaciğer ve böbrek bozuklukları ve göz tansiyonu olanların saunaya girmemesi doğru olur.
Dikkat: Saunaya başlayacak olan herkesin, önce bir doktora danışması, durumunu açıkça anlatarak saunaya girmesinde bir engel olup olmadığını öğrenmesi doğru olur. Ayrıca, geçirilen herhangi bir hastalıktan sonra, saunaya girmeden önce bir doktora danışmakta yarar vardır.
Şeker hastalarının, iltihapsız varisi olanların, tedavi edilmiş yüksek tansiyonu olanların ve glokom hastalığı olanların saunaya girmesinde tıbben herhangi bir engel yoktur.
Not: Bacaklarında varis olanlar saunada bacaklarını sarkıtmamalıdırlar.
Çocuklar da saunaya girebilir. Tıbbi yönden çocukların yetişkinler kadar saunada kalmalarında herhangi bir engel yoktur. Sauna nedeniyle bağışıklık sistemleri güçlenen bebek ve çocuklar enfeksiyonlara karşı daha dirençli olur. Saunaya girmenin yaş sınırı yoktur, ancak ileri yaşlarda saunaya başlamadan önce bir doktora danışılmasında yarar vardır. Vücut saunaya yavaş yavaş alıştırmalı, ilk girişte 15 dakika kalmamalı, saunaya arka arkaya üç kere girilmemelidir. Sauna banyolarıyla, yaşlılıkta metabolizma yavaşlamasına bağlı olarak gelişen şikâyetler etkili olarak azaltılabilir. Yaşlı insanlar saunadan sonra bir vücut kremi sürmeli veya yağlanmalıdır.
Sauna İçin Yapılması Gerekenler: Eğer evdeki saunaya girilecekse, saunamn 1-2 saat önceden ısıtılmaya başlanması gereklidir. İçerideki termometre istenilen ısıya ulaşıldığını gösterse de, tavan ve duvarlar ısınmamıştır. Diğer bir deyişle sauna olgunlaşmamıştır. Olgunlaşmamış bir saunada terlemede gecikme olur veya ilk girişte hiç terlenmez.
Haftada bir gün saunaya girenler 3 sauna banyosu, haftada 2 gün saunaya girenler 2 sauna banyosu, her gün girenler 1 sauna banyosu yapmalıdır. Saunaya girmek için en uygun zaman öğleden öncedir, iş bitiminde girilen sauna ise günün yorgunluğunu ve stresini atmaya yardımcı olur.
Dikkat: Saunaya girmeden kısa süre önce ve saunadan hemen sonra spor yapılmaz. Saunadan önce spor yapılmışsa, kan dolaşımının sakinleşmesi, vücudun dengesini bulması ve soğuması için bir süre beklenmelidir.
Saunaya giderken uzun bir havlu, bir bornoz, plastik terlik, sabun almak gerekir. Plastik terlikle saunanın içine girilmez. İçerideki sıcak yüzünden terliklerdeki boyadan açığa zehirli gazlar çıkabilir. Uzun havlu saunaya girildiğinde üzerine oturmak ve yatmak için gereklidir. Böylece banktaki olası mikroplardan ve ağacın sıcağından korunmuş oluruz. Kurulanmak için yeterli sayıda havlu almak gerekir. Bornoz kurulanmak için kullanılmamalı, dinlenme süresinde giyilmelidir; vücudun nemini alarak aşırı soğumayı önler.
Saunaya girmeden önce duş alınarak tüm vücut temizlenmelidir. Duştan sonra vücut çok iyi kurulanmalıdır, çünkü vücuttaki nem serinlemeyi sağlayacağından terlemeyi engeller. Yüzdeki her türlü kozmetik çok iyi temizlenmelidir. Yüzdeki kozmetik terlemeyi zorlaştırır, derinin hava almasını önler. Saunaya mayo, peştamal ve benzeri bir örtüyle girilmez. Giyilen tekstilin aşırı derecede ısınmasından, deride kızarmalar veya haşlanmalar ortaya çıkabilir. Giyilen tekstil nedeniyle terin buharlaşamaması sıcağın bloke olmasına neden olur.
Takılar çıkarılmalıdır. Madeni olan her türlü takı aşırı derecede ısınarak yanıklara neden olabilir. Bu metal çerçeveli gözlükler için de geçerlidir. Plastik çerçeveli gözlük ise saunada camları buharla kaplandığından görmeyi zorlaştırır. Saunaya lensle girilebilir. içerideki sıcak nedeniyle lens kurumaz.
Dikkat: Saunada konuşmak vücut için zararlı ve yorucudur.
Not: Eğer saunada terlenemiyor veya terleme çok geç başlıyorsa, saunaya girmeden önce ayaklara sıcak su banyosu yapmalı ve vücut kuru olarak, orta derecede sert olan. doğal kıllı bir fırçayla fırçalanmalıdır.
Saunada sürekli yatılmamalıdır. Kan dolaşımının herhangi bir sorunla karşılaşmaması için son birkaç dakika oturularak geçirilmelidir. Arzu eden son dakikayı en alt bankta oturarak geçirebilir. Saunada kalma süresini uzatmak, yarar yerine zarar verir.
Saunada 15 dakika orta derecedeki sıcaklıkta durmak yerine, 8 dakika en yüksek sıcaklıkta durmak daha yararlıdır. Saunada ne kadar kalabileceğine her insan kendisi karar vermelidir.
Saunadan çıktıktan sonra vücut soğutulur. Bunun için en iyisi havası kuru, soğuk bir yerdir. Eğer açık havaya çıkma olanağı yoksa, açık pencereli bir oda serinleme yeri olarak kullanılır. Kan dolaşımı açık havada veya serinleme odasında birkaç dakikada sakinleştikten sonra, vücudun kısa sürede soğuması için birkaç saniye için soğuk su havuzuna girilir veya soğuk suyla duş yapılır. Soğuk su havuzuna başın da ıslanacağı bir biçimde 1-3 kere dalıp çıktıktan sonra, havuz terkedilmelidir. Havuzda 10-20 saniyeden çok kalınmamalıdır.
Birkaç saniye çok soğuk suda banyo yapmak, uzun süre ılık suda banyo yapmaktan daha yararlı ve doğrudur. Soğuk duşta su geniş bir hortumla ayaklara, sonra kollara, sırta ve en son olarak baştan aşağı dökülmelidir. Ancak soğuk suyun altında 20-30 saniyeden daha uzun süre kalınmamalıdır. Su tazyikli olmamalıdır. Tazyikli suyla duş yapmak veya vücuda tazyikli su sıkmak çok zararlıdır. Kaslar yumuşamış ve vücut sıcak olduğu için saunadan çıkıldığında sert hareketlerden kaçınılmalıdır.
Hareketler yumuşak ve yavaş olmalıdır. Saunadan çıkıldığında normal solunuma devam edilmeli, hava derin derin ciğerlere çekilmemelidir. Soğuk su banyosundan çıkınca vücut çok iyi kurulanır, bornoz giyilir ve dinlenmeye geçilir. Soğuk duştan sonra istenirse, ayaklara sıcak soğuk su banyosu yapılarak saunanın etkisi artırılabilir. İki sauna banyosu arasındaki süre de çok önemli olan noktalardan biridir. Dinlenme süresinin çok uzun tutulmaması gerekir. Serinleme ve dinlenme süresi toplam 20-30 dakika arasında olmalıdır.
Son sauna banyosundan sonraki dinlenme süresinin sonunda vücudun bir masör tarafından masajlanması, saunanın olumlu etkisini artırır. Saunada terledikten sonra sıcak suyla duş yapmak, buhar banyosuna girmek, sıcak su havuzunda yüzmek kan dolaşımı açısından tehlikelidir. Saunaya yaz kış düzenli olarak girilirse, sağlık üzerindeki olumlu etkisi daha da artar.
Yorumlar