Yeni doğan çocuğa kısa bir süre içinde güzel bir isim koymak anne ve babaların en önemli görevlerindendir. Çocuğa konulan isim hem bu dünyada hem de
Yeni doğan çocuğa kısa bir süre içinde güzel bir isim koymak anne ve babaların en önemli görevlerindendir. Çocuğa konulan isim hem bu dünyada hem de ahirette geçerlidir. Rasulullah (sav) sadece çocukların değil, büyük insanların ismiyle dahi ilgilenmiştir.
Kötü bulduğu bazı isimleri değiştirme yoluna gitmiştir. Yine konulması gereken güzel isimler hakkında bilgiler vermiş, zaman zaman bizzat kendileri çocuklara isimler vermiştir.Rasulullah sav güzel isim koymanın önemini şöyle açıklıyor Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Öyleyse isimlerinizi güzel yapın.
Bu çağırma işlemini Allah’ın görevlendirdiği bir melek Allah’ın izniyle yapacaktır. Hiç kimse kıyamet günü Allah (c.c.)’ın hoşlanmayacağı isimle O’nun karşısına çıkmak istemez. Öyleyse kötü olan isimlerin çocuklara verilmemesi gerekir.
İslamiyette Çocuğa İsim Nasıl Koyulur
Kulağına ezan ve kamet okuyarak çocuğa isim koymak: Bu adet bizzat Peygamber Efendimizden gelmektedir. Sünen-i Tirmizi’de nakledildiğine göre, Hz. Hasan dünyaya gelince Peygamberimiz onun sağ kulağına ezan okumuştur.
Hz. Hüseyin’in rivayetine göre ise Peygamberimiz bu adetlerinin hikmeti hususunda da şöyle buyurmuşlardır:
“Kimin bir çocuğu olur da, sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okursa, o çocuğa ümmüsıbyan hastalığı zarar vermez (cin zarar vermez).
Ezan ve kamet çocuğa yapılan ilk iman telkinidir. Çünkü ezanın mana ve muhtevasında tekbir, tevhid, nübüvvet ve namaz gibi dinin esasları bulunmaktadır.
İsim verilirken, çocuğa güzel, İslami isimlerin verilmesine dikkat edilmelidir. Bu hususta Peygamberimizin birçok tavsiye, ikaz ve tatbikleri vardır. Bu hadislerden birisinin meali şöyledir:
Kıyamet günününde kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Öyle ise isimlerinizi güzel koyun.
Çocuğun isminin doğduğu günün akşamında verilmesi tavsiye edilmektedir; fakat yedinci güne kadar da ertelenebilir.
Ezan ve kamet işini her kes yapabilir. Namazdan önce okunan kamet sol kulağa okunur.
Çağımızda doğacak çocuğun cinsiyeti 15 haftalıkken biliniyor. Doğum öncesi kız veya erkek adı ne olacak sorusu akla geliyor. Anne-babalar ismini doğmadan koyuyorlar. Günümüzde bilhassa kırsal kesimlerde evdeki büyüklere bırakılıyor isim konusu. Erkek ise dedenin ismi, kız ise babaanne ismi konuyor çocuğa. Dede veya babaanne sağ ise bir evde aynı isimli iki kişi oluyor. Bana göre son derece yanlış. Ölmüşler ise bir sorun yok. Ama gene de, çocuğun isminin ne olacağı anne-babasına bırakılmalıdır.
Çocuğunuza çift isim koymaktan kaçının. Hıristiyan’larda yeni doğan çocuk vaftiz yapılır, vaftiz ismi konur. Anne baba da ayrıca bir isim koyar. Bizde isminin yanında bir de göbek adı konur. Sebebi aile büyükleri anlaşamaz ise kırmamak için göbek adı da bu olsun denir. Nüfusa bazen biri, bazen de her ikisi yazdırılır. Ben çok kişi bilirim, örneğin nüfustaki adı Hasan, ama ailesi Fehmi koymuştur. Ancak okul hayatında ve resmi dairelerde nüfus ismi kullanılır. Bu da bir ömür boyu karışıklığa neden olur. Tavsiyem çift isimden koymaktan vazgeçin.
Koyacağınız ismin telaffuzu zor olmamalı ki kolay hatırlansın, ahenkli olsun. Ben kendimden örnek vereyim. İsmimi rahmetli dedem koymuş. Annem babam saygılarından ses edememişler. Dini bir isim. Abdurrahman, Tanrının kulu demek. Ama gel gör ki ismimin telaffuzu zor. Doğru söyleyeni bu güne kadar çok zor işittim. Addırman, apturman, attıraman gibi. Bu da isminin doğru söylenmediğini duyan kişinin psikolojisini bozar. Bu nedenle yalın,ses uyumlu, net söylenen isimler olmalıdır.
Ayrıca ismin anlamı çok önemli, bu dini bir isim de olabilir, fark etmez. Yeter ki güzel bir anlamı olsun. Bazı isimler vardır, dalga geçilir, eğlenilir. Örnek, ismi “Şaban” olan bir çocuk, İnek Şaban tiplemesi nedeniyle okulda dalga geçilir. Bu tür marjinal isimler konmamalıdır.
İsim bir defa konur. Bir ömür boyu kişi bu ismi ile anılır. Adını sevmeyen kişi hayatı da sevmez. Peygamberimiz Hz. Muhammed “çocuklarınıza güzel isimler verin” der. Kendileri kötü manalı olan isimleri çok değiştirmiştir. Hz. Peygamberimizin değiştirdiği isimlerde üç ana özellik göze çarpmaktadır. Kötü, sevimsiz, çirkin manalı olanlar; güzel manalı olup daha güzeli ile değiştirilenler; tevhîde aykırı olanlar.
Bazı Akrofonologlar (isim bilimci) Haluk Kemal Cebe, ismin içinde olan harflerin (a, e, k) gibi o kişinin kaderini etkilediğini söylemektedirler. Ben bu tezi kabul etmiyorum. Sadece kişi kendi isminin kendisine verdiği, pozitif enerji ile bir kariyer sahibi, ünlü kişi veya başarılı bir meslek sahibi olmasını kısmen etkiler. Örnek, Mert, sözünün eri, sözünde duran; Melis, bal arısı (arı gibi çalışkan) etkileşim alabilir.
İnsanlar kişinin ismine göre tavır sergileyebilir. Örnek, “Satılmış” ismi baştan kaybeder. Kulağa ve ses uyumuna uygun bir ismim karşısındakine güven verir. Alican; cana yakın, içtenlikli, candan, sıcakkanlı, girişken. Beyne ne gönderirsen cevap olarak onu alırsın.” Cesur” diye seslenirken kişide başka bir etkileşim oluşur. Karşındaki kişi yüreklenmiş olur. Basit bir örnekle “limon” dediğimizde tükürük bezlerimiz çalışır, bir tuhaf oluruz. “Satılmış” diye hitap ettiğiniz kişi güvenilmez, olumsuz etkileşim alır.
Unutmayın güzel bir isim taşımak, o ismin manası ve titreşimi ile hayatınız boyu mutlu olacaksınız. O mutluluğu doğar doğmaz anne-babalar verir. İsim bir elbise gibi değişmez, ömür boyu o adla anılacak ve yaşayacaksınız.
Yorumlar