Ana SayfaKültür Mirasları

Ahlat Selçuklu Mezarlığı

Ahlat Selçuklu Mezarlığı, Bitlis'in Ahlat ilçesinde, yer alan, Selçuklu dönemi mezarlığıdır. Ortaçağ Türk mimarisi mezarlarını içeren bir açık hava mü

Puşkin Müzesi (Moskova )
Tayland’ın Kutsal Şehri: Ayutthaya
Victoria Şelalesi

Ahlat Selçuklu Mezarlığı, Bitlis’in Ahlat ilçesinde, yer alan, Selçuklu dönemi mezarlığıdır. Ortaçağ Türk mimarisi mezarlarını içeren bir açık hava müzesi niteliğindedir. Mezarlar şehrin Meydan Mezarlığı çevresinde ve Ahlat’ın eski mahallelerinde yer almaktadır. Sayıları bin civarındadır. Ancak anıt niteliğinde olanlar 118 adettir. Alışılmış mezar ölçülerinden büyük, 3.50 metre yüksekliğe varan ve her cephesinde süsleme bulunan dikdörtgen pirizma şeklindeki şâhideleriyle tanınırlar.

Erken döneme ait en büyük Türk- İslam mezarlığıdır.

Taşlar(ın) birer lisan,kitabeler(in) de o taşlarla hem-zeban” olduğu mezar taşları hayatla ölüm,ölüyle ziyaretçi arasında bir takım mesajlar taşıyan,geçmişten günümüze gelen önemli belgelerdir. Mezar şahideleri,üzerinde bulunan ayet-i kerime,hadis-i şerif ve dualar, şehrin müslüman geçmişine ve yaşayışına tanıklık etmesi bakımından, şahidelerin üslupları ise devrin resmî hayatı ve toplumun zihniyet tarihine ilişkin ilginç ipuçları vermesi açısından önemlidir.

“Kitabeleri olan ve tarihleri okunabilen,Ahlatşahlar,Eyyübiler,ezici çokluğu Moğollar devrinde ölenlere ait olmak üzere ayrıca Bitlis hâkimleri Rûzegiler ve Safeviler dönemlerine ait” Ahlat tarihi mezar taşlarının üzerindeki yazılar dini metinler ve kitabeler olmak üzere iki grupta incelenmiştir. Beyhan Karamağaralı’nın Ahlat Mezar Taşları adlı çalışmasında tespit ettiğimiz ayet-i kerime, hadis-i şerif,dua ve hikmetli sözler şunlardır :


Ayet-i Kerimeler

“Ayete’l Kürsi’nin tamamı

“De ki O Allah tek birdir.” İhlas Suresinin ilk ayeti bazen tamamı

“Yeryüzünde bulunan her şey fanidir.”

“Yüce ve iyilik sahibi Rabbinin yüzü bakidir.”

“Allah kendisinden başka tanrı olmadığına şahittir.Bütün melekler ve ilim uluları da adaleti yerine getirerek şahittirler.O’ndan başka tanrı yoktur; güçlüdür hikmet sahibidir O.”

“Yoksa siz,Bizim sizi boş yere yarattığımızı ve Bize döndürülemeyeceğinizi mi sandınız ?”

“Onların,Rableri kendisinden bir rahmet,bir hoşnutluk ve içlerinden kendilerine sürekli bir nimet bulunan cennetlerle müjdeler.” Kuran-ı Kerim’de üç kere tekrarlanan “Her nefis ölümü tadacaktır.”

“İyi iş yapan kendi yararına,kötü yapan da kendi zararına yapmıştır.Yoksa Rabb’in,kullarına zulmeden değildir.” Hadis-i Şerifler

Dünya bir saatlik bir müddettir,onu ibadetle geçir.

Ölüm bir kapıdır,herkes oradan geçer.

Dünya ahiret ehline,ahiret dünya ehline haramdır.

Dünya ahiretin tarlasıdır.


Dualar

Bize kötü muamele yapma ya Rahim

Allah onun yalnızlığını gidersin

Allah günahlarını affetsin

Ey Allah’ım ona acı ona rahmet et

Allah göçünü kolaylaştırsın,rahmetine daldırsın,garibine rahmet etsin,onu cennetinde oturtsun ve yaptığı iyiliklerini kabul,günahlarını affetsin.

Hikmetli Sözler (Kelam-ı Kibar)

Ölüm bir kadehtir herkes ondan içer

Her fikir sahibi bir insan için bir gerçektir ki,ömür kısa bir elbise gibidir.

Kitabe grubu içinde,sanatkarın adının bulunduğu imza kitabesi yanında,ölen kişinin şeceresi,lâkapları,dinî ilimler sahasında derinliği ve ilmiyle amel eden kişiliği, görevine ilişkin mahareti yanında ayrıca şairin dediği gibi : “Bir öyle ömür geçir ki olsun/Mevtin sana hande,halka matem ” çizgisinde ömür tüketen bu kişilerin insanî ve içtimaî yönüne ilişkin vasıflarını öven uzun ibareler,ölüm tarihi ve maalesef bir kaçı okunabilmiş şiirler yer almaktadır. Bu lirik ve güzel şiirler Büyük Selçuklulardan süregelen uygulamaya uygun olarak Farsça yazılmıştır.

Kitabesinde “Said,şehid,delikanlı,gençliğine doymamış,kısa ömürlü,çok okuyan, ilmine göre hareket eden,iki cemaatin müftisi,dinin ve milletin ulusu” tarzında sahip olduğu özelliklerin ve güzelliklerin sıralandığı Alâu’d- Din Osman’a ait mezar taşında yazılı bulunan şiirde ardından duyulan acı şöyle dile getirilmiştir:

O yeni yetişmiş gül gitti

Bahar dalı onun endamını kıskanırdı

Yeni damat Alâu’d-Din ne yazık ki toprağı kucaklamaktadır

O servi boylu,o bûstan gülü nerede

O güzel sesli,hoş nağmeli bülbül nerede

Eğer cihanın bir ibret yeri olduğuna inanmıyorsan bari bak da söyle

Alâu’d- Din Osman nerede

Meydanlık kabristanında bulunan diğer bir mezar kitabesinde ise, ”Said, şehid, merhum,fütüvvet ehli,kadıların kadısı” Reşid’e ait mezar taşında mealen şu mısralar yer almaktadır:

Göğün dönüşü kuşkusuz insanoğlunun içini bütün sene yakıyor

Reşid delikanlılık bağında bir gül gibiydi

Ölüm dolu bir rüzgar esti

Ve onu toprağa düşürdü

Şahideler üzerinde yazılı bu tür acıyı bal eyleyen şiirler edebi açıdan ayrı bir değer taşır. Ölen kişinin vasiyeti ya da geride kalanların isteği üzerine mezar taşlarına yazılan şiirler, hayata, kadere ölüm ve ahirete ilişkin düşünce ve inançları yansıtması yanında,bazen ölen kişinin hayat hikayesinden,ölüm şekline, beklentilerinden nasihatlerine kadar “ibret-hikmet ” ayrı veya karışık detaylara da yer verdiklerinden,ayrıca ele alınıp incelenmelidir. Bu yazıyı kaleme almak için konuyla ilgili başvurduğum kaynaklardaki bilgilerin bende oluşturduğu merak sonucu,tarihi mezarlıklara birkaç defa gittim.Mezar taşlarının birçoğu kırılmış,bir kısmı ise yıkılmış ve yıpranmış durumda olmalarına rağmen,bugün,bu mahzun halleriyle bile bazılarında şiir metni olduğuna dair izler ve işaretler apaçık görülmektedir.Bir hazine değerindeki bu şiirler,belki klasik edebiyatın ruhuna nüfuz etmiş bilim adamları tarafından, şiirlerin dili,aruzun muvaffakiyeti, hayal ve fikrin gelişi,şiirin aid olduğu asır ve o asrın hususî tekamülü içinde kayıp kelimeler/parçalar aranarak “Metin Tamiri Yöntemiyle” birçok şiir ortaya çıkarılabilir.

Parlak bir maziye sahip,yüksek seviyede birçok kültür ve medeniyete ev sahipliği yapmış olan Ahlat şehri,bugün de birçok eser ve kitabeyi barındırdığından önemini kaybetmeyen tarihi kentlerimizdendir.Oysa bugün için daha da önemli olanı bu değerli tarihi mezarlıklardaki kültür varlıklarından çocuklarımızın öncelikle haberdâr edilmesi,daha sonra okullarımızda bu tarihi mezar taşlarının bilimsel anlamda eğitimin konusu yapılarak çocuklarımızın bu değerlerle eğitilmesidir.

UNESCO Dünya Miras sözleşmesine 1983 yılında imza atan ülkemiz,bugüne kadar Dünya Miras listesine 9 yeri kayıt ettirmiştir.Diğer yandan hazırlanan Dünya Kültürel ve Doğal Miras Endikatif (Geçici) Listesine Doğu Anadolu Bölgesinin Van Gölü kıyısında yer alan Selçuklu kenti Ahlat tarihi yerleşimi ve mezar taşları,Selçuklu dönemi taş işçiliği,inanışlar ve yaşam biçiminin örneği olarak alınmıştır.

Doğal Miras Geçici Listesine alınmak önemli bir adım sayılsa bile,asıl önemli ve kalıcı olanı Ahlat’ın doğal,tarihi ve kültürel çevresini bütün öğeleriyle “Düşünce Miras Listemize” kaydedebilmektir.Ahlat mezar taşlarının birçoğu yıpranmış,bir kısmı sağlam denilebilecek bir şekilde bugün yerinde durmaktadır.“Tarihi eserleri olduğu gibi korumak milletler için kutsal bir görevdir.” şuurdan hareketle,bu mirasa daha doğrusu “emanete” bugünden sonra daha fazla yıpranmalarına,yok olmalarına karşı önlemler alınarak sahiplenilmesi lazımdır. Kaderleriyle başbaşa bırakılmış, mazinin muhteşem ve parlak devrine ait hazin birer şule gibi parlayan,Ahlat mezar taşları kısa zamanda korumaya alınmazsa yüzlerce yıllık tarih,yakın bir gelecekte yok olmayla karşı karşıya kalır.Bu kültürel zenginliğin kaybı sadece Ahlat’ın ve Ahlatlının değil bütün insanlığın ve gelecek nesillerin kaybı olacaktır.

Yakın bir zamanda UNESCO Kültür Mirasları asıl listesinde şüphesiz ki daimi yerini alacaktır.

Yorumlar

Wordpress: 0
    Disqus: 0