Benjamin Franklin’in Armonikası;Enstrümanın tehlikeli yanlarını incelemeden önce kendisini öğrenelim. Benjamin Franklin tarafından yeniden düzenlenen
1962 yılında dünyaya tanıtılan müzik aletini Amerikalı Aktris Marianne Davies çalmıştır.Enstrüman, cam üfleyicisi Charles James ile ortak bir çalışma ürünüdür.
Meleklerin Müziği;
Parmakların ıslak veya nemli olmasıyla çalınabilen bu müzik aletinden çıkan sesleri Benjamin Franklin’in eşi, meleklerin sesine benzeterek bu müziği “meleklerin müziği” olarak adlandırmıştır. Hatta armonika, halk arasında “şarkı söyleyen bardaklar” olarak anılmaya da başlamıştı o dönemlerde.
Franklin’in armonikasının bir hikayesi vardır. Rivayete göre Polonyalı Prenses Izabella Czartoryska, 1772 yılında Benjamin Franklin’e bir not bırakmıştır.
Bu notta;
“Hastayım, melankolik ruh halimle, sana veda mektupları yazdım! Sevgili Franklin…” yazmaktadır. Notu okuyan Franklin, enstrümanı alır, prensesi yanına çağırır ve kağıda dökülen melankolik ruh halini notalara döker. Bu eşsiz tecrübeyi prenses; “Müzik bana güçlü bir etki yaptı ve gözyaşlarım akmaya başladı.” diyerek anlatır. Bunun üzerine Franklin’in dudaklarından ise “Madam, iyileştin!” sözleri dökülür.
Fakat bu büyüleyici güzelliğe sahip, meleklerin müziği olarak nitelendirilen müzik aleti, bir süre sonra olağandışı tepkilere yol açtı.
İddialara göre Glass Armonika, dinleyenlerin beyin ve kulaklarında bir süre sonra tam olarak nedeni bilinmeyen bir etki yaratıyordu.
Alman müzikolog Johann Friedrich Rochlitz, Glass Armonika‘nın halkı tehlikeye sürüklediğini iddia ederek şu sözleri söylemiştir:
“Herhangi bir sinir bozukluğundan uzak durmak istiyorsanız, çalmamalısınız. Eğer henüz hasta değilseniz onu sakın çalmayın. Melankoliyi asla tedavi etmiyor.” Çok eskiden anatomi alanında uzmanların yaptığı araştırmalar, gereğinden fazla müzik dinlemenin sinirler üzerinde etki sahibi olduğunu söylemektedir. Bu araştırma sonuçlarının da etkisiyle o dönemde yaşayan birçok eleştirmen, Glass Armonika‘yı çalan insanların baş dönmesi ve halüsinasyon gibi belirtiler yaşayacağı kanısına ulaşmıştır.
Avrupa’da kilise, uzun yıllar toplum üzerinde belirleyici bir rol oynamıştır. Bu etkiyi enstrüman üzerinde de görebiliriz. Ortaya atılan iddiaların bir çığ gibi büyüdüğü o zamanlar, iddialar daha da güçlenerek insanların akli dengesini bozduğuna inanılmış; operalarda keyifle yer verilen bu müzik aleti lanetlenerek adeta dışlanmıştır.
İnsanları delirttiğine hatta ölümlerine sebep olduğuna inanılan bu müzik aletinin çıkardığı ses frekans aralığı 1.000-4.000 hertz aralığına sahiptir. 4.000 hertz altındaki seslerde dinleyici, sesin tam olarak nereden geldiğini anlayamadığı için kafa karışıklığı yaşamaktadır. Bahsettiğimiz bu aralığın altındaki sesler, kulağımızda yer alan nirengi noktasına ulaşamadığı için ilerleyen zamanlarda duyma problemlerine sebep olabilmektedir.
Bir diğer belirleyici kriter ise enstrümanın yapım aşaması. Glass Armonika‘nın yapım aşamasında kullanılan kurşun kristali, enstrümanın yapımı esnasında fabrikada çalışan insanları etkisi altına aldığı ve onların halüsinasyon görmelerine sebep olduğu belirtilmiştir. Hatta ünlü besteci Beethoven‘ın ölüm sebebi olan kurşun zehirlenmesi de Glass Armonika ile ilişkilendirilmektedir.
İlk etapta meleklerin müziği olarak adlandırılan Glass Armonika, kısa sürede dinleyenleri delirten enstrüman olarak etiketlenerek adeta kaderine mahkum edilmiştir.
Zamanında yasaklansa da günümüzde herhangi bir yasaklama yoktur Glass Armonika için. Fakat cılız bir sese sahip olmasından dolayı pek tercih edilmemektedir. Tercih edilmemesi, yaygın olmayan bir enstrüman olmasına sebep olmuş ve bu da kendisini oldukça pahalı bir müzik aleti haline getirmiştir.
Yorumlar