Osmanlı'nın en önemli icatlarından biri de araba vapuruydu. "Suhulet" ismi verilen arabalı vapur dünyada eşi benzeri olmayan bir tarzda tasarlan
Osmanlı’nın en önemli icatlarından biri de araba vapuruydu. “Suhulet” ismi verilen arabalı vapur dünyada eşi benzeri olmayan bir tarzda tasarlanmıştı.
Coğrafi konum itibarıyla önemli bir yere sahip olan İstanbul’da, 19. yüzyıl ortalarına kadar Avrupa ve Anadolu yakaları arasındaki ulaşım kayıklarla sağlanıyordu. Şehri ortasından ikiye bölen su yolu, onu şüphesiz diğer şehirlerden ayıran en önemli özellikti. İki büyük denizi birbirine bağlayan, kendine özgü kritik değerler barındıran bu kanal, çok kıymetli bir geçiş aksıydı.
Boğaz’da ilk vapur 1828 senesinde İngiltere’den satın alınan “Swift” adlı vapur oldu. İdare, vapura “Sür’at” ismini verdi ama vapur bacasından buharlar salarak ilerlediği için halk buna “buğu vapuru” dedi. Bu gemiyi 1843’te “Hümapervaz” adlı vapur izledi. Pazar kayıklarıyla hayli uzun süren gidiş ve dönüşler bu vapurlarla hem daha kısa hem de daha rahat ve güvenli şekilde yapılıyordu. Ancak bu durum bazıları için mesleklerinin sona gelindiğinin habercisiydi. İstanbul’daki kayık hakimiyeti artık yavaş yavaş sona eriyordu.
Tanzimat Dönemi’nin ünlü isimleri Fuad Paşa ve Ahmet Cevdet Paşa, İstanbul’daki ulaşımı kolaylaştırmak ve artan yolculuk talebini karşılamak için Şirket-i Hayriye’nin (Şehir Hatları) kurulması girişimlerine başladı. Çok geçmeden Sultan Abdulmecid’in onayıyla 17 Ocak 1851’de şirket resmen kuruldu.
İlk anonim şirket unvanına sahip Şirket-i Hayriye, faaliyet süresi boyunca 3 araba, 74 yolcu, 3 kömür vapuru ve 1 gezinti teknesi olmak üzere 81 araca sahipti. Kurulduktan 3 sene sonra, 1854’te resmi olarak çalışmaya başlayan şirketin bünyesinde, ilk başlarda 6 yolcu gemisi vardı. Ancak Şirket-i Hayriye’nin deniz araçları sadece yolcu taşıma amacıyla kullanılan küçük ve orta ölçekli teknelerdi.
Tarihin en güçlü donanmasına sahip Türkler, Osmanlı’nın altın çağında sayısız deniz taşıtı tasarladı. Bunlardan en ilginci ise ilk araba vapuru Suhulet oldu. 86 yıldan fazla İstanbullulara hizmet verdi, Çanakkale Savaşı’nda önemli başarılara imza attı. Dünyada eşi benzeri olmayan şekilde tasarlandı
İşte Suhulet, atların, arabaların, yüklerin iki yakada taşınması için geminin olmadığı bir dönemde devreye girdi.
1869 yılında Şirket-i Hayriye’nin başına, Giritli Hüseyin Haki Efendi getirildi. O tarihlerde şirket, İstanbul’da yaklaşık 20 yıldan beri yolcu taşımacılığı yapmaktaydı. Vapurlarla yolcu ve beraberindeki yüklerin taşınması kısmen yapılıyor olsa da atların, arabaların, askeri techizatın, boğazın iki yakasına yayılmış bu şehirde karşıdan karşıya geçirilmesi için farklı bir deniz taşıtına ihtiyaç vardı.
Bu nedenle Hüseyin Haki Efendi yeni bir vapur için taslak çizimler hazırladı. Beraber çalıştığı İskender Efendi ve Mehmet Usta ile birlikte çizimlere son halini verdi. Hüseyin Haki, teknenin inşasını İngiltere’ye giderek imal edildiği tersanede bizzat takip etti.
İşte bu çift taraflı simetrik gemi çizimleri günümüzde “araba vapuru”, “arabalı vapur” veya “feribot” dediğimiz gemilerin ilk prototipleriydi.
Yeni vapurlardan ilki İngiltere’ye ısmarlandı. Maudslay Sons and Fields isimli tersanede yaptırılan gemi yandan çarklıydı. İstanbul’un önceki vapurlarının aksamı ahşap olmasına rağmen, “26” baca numaralı bu vapurun tamamı sacdan yapıldı ve 1872 senesinde zorlu bir deniz yolculuğundan sonra yurda getirildi.
Geminin ismini şair Namık Kemal verdi. “Suhulet”; kolaylık, yumuşaklık anlamına gelmekteydi. Meşhur şairimiz, yepyeni bir tasarıma sahip olan bu vapurun araçları ve yolcuları bir yakadan diğerine kolayca naklettiğine atıfta bulunmuştu.
Yorumlar