Ebeveynler ve öğretmenler, öğrencilerin niçin her geçen gün okula ve okul derslerine daha az ilgili göründüklerini anlamak için saçlarını yoluyorlar. Ebeveynlerin görevi, basitçe, çocuğu okul için hazırlamak, onu okula götürmek ve ödevlerin düzenli olarak yapılmasını sağlamaktı. Öğretmenlerin vazifesi, öğrenciye bilgiyi sunmak ve alıştırmalarda onlara yardımcı olmaktı. Bunlar, artık çalışır görünmüyor. Hem ebeveynler hem de öğretmenler, sürekli olarak, öğrencilerin iyi akademik performanslarını sağlamak için yeni stratejiler geliştirmek zorundalar. Öyle görünüyor ki, bazen rüşvete bile başvurmak zorundalar.
Muhtemelen problemin bir kısmı, öğrencileri gerçekten neyin motive ettiğini anlama eksikliğidir. Motivasyon, tanımlaması ve açıklaması zor bir konudur. Motivasyon, kişinin bir amacı gerçekleştirmek için çaba harcamaya istekli olma durumu olarak tanımlanabilir. iki tür motivasyon vardır:
Motivasyon eksikliği ise, kişinin sürekli sıkıntılı olması, yapılması gereken işleri devamlı ertelemesi, tembellik etmesi ve rastgele davranışlar göstermesi gibi belirtilerle kendini gösterir.
Motivasyonun Şartları Nelerdir?
A) İnanmak: Karar verirken önce bu kararı vermeden önce onu yapabileceğin kişinin inanması gerekir. Kendine olan inancı sağlayabilecek tek kişi, kişinin kendisidir. Çevresindekiler yadım edebilirler ama ancak kişi bunu gerçekleştirebilir. Örneğin amaçlarınız, iyi bir eğitim görmek, iyi bir anne, baba olmak, iyi derecede para kazanmak ise bu amaçlara ulaşmak için harekete geçmek gerekmektedir. Eğer harekete geçmenize engel herhangi bir şey varsa onları bulup gidermek ve bunları yaparkende kendinize güvenmek zorundasınızdır.
B) Özgüven: Kendinize inanmak, huzurlu bir aklın anahtarıdır. Akıl sakin iken ve kendinden eminken en iyi şekilde çalışır. Güven eksikliği aslında yararlı hiçbir şey üretmeyen olumsuz düşüncenin ürünüdür. Amaçları gerçekleştirmek için gereken bedeli ödemeye istekli olmak gerekir. Gerçekten arzulanan ve uğruna çalışmaya istekli olunan her şeyi kişi kolaylıkla başarabilir. Hayallerini “kendi gücüyle gerçekleştireceğine inanan insan şevklidir, inançlıdır ve yaşam sevinci vardır. Kişinin geleceğe ilişkin umudu, onun şimdiki gücünün kaynağıdır.”
C) Gizli Yetenekleri Ortaya Çıkarma: Amaçları belirlemek ve o amaçlara ulaşmakta ciddiyse kişi kendini sınamalıdır. Kişi kendini tanımaya ve nasıl gittiğini değerlendirmeye zaman ayırmalıdır.
Ebeveynler ve öğretmenler, öğrenme ortamını nasıl hazırlarlar? Bu soruya cevap geniş ve çeşitlidir. Belirli stratejiler, çeşitli kültürlere ve ortamlara bağlı olabilir. Fakat, aşağıdaki genel prensipler uygulanmalıdır:
1) Öğrencinin üzerindeki baskı minimize edilmelidir, örneğin, rekabeti ya da sosyal karşılaştırmayı kaldır; not sistemini gözden geçir.
2) Ödevin, öğrencinin yaşı ve yetenek seviyesi için üstesinden gelebileceği uygun bir düzeyde olmasını sağla. Eğer ödev çok kolay ise, öğrenci sıkılacak ve motive olmayacaktır. Öğrencinin kabiliyetinin üzerinde bir zorluk düzeyi, hüsrana ve ödevi terketmeye yol açar.
3) Ödev, aynı zamanda, anlamlı ve öğreniciyle alakalı olmalıdır. Öğrenci sık sık şu yorumu yapar “Bunu niçin öğrenmem gerekiyor …. Büyüdüğümde bunu asla kullanmayacağım! “. Ödevin amacı, birbiriyle ilgisiz gerçekleri hafızaya kaydetmek yerine, yetenek geliştirme ya da kazandırma olmalıdır.
4) Ödüllerin uygun kullanımı. Övgüyü serbestçe kullan. Sadece performans için değil, gayret ve ilerleme için ödüllendir.
5) Seçenek sağla. Eğer, öğrenciler ödev nedir, nasıl yapılır ve sunulur gibi ödevle ilgili söz söylerlerse bir ödeve katılmak için daha çok motive olacaklardır. Öğretmen ne kadar her şeyi kontrol ederse, öğrenici o kadar az motive edilmiş olacaktır.
6) Öğrenme alıştırmasının yapısı motivasyon düzeyini etkiler. Anlaşılır talimatlar verilmiş olmalıdır. Öğrenci, kendisinden ne beklendiğinden emin olmalıdır. Ödevin nasıl yapılacağı ile ilgili açıklamalar spesifik ve iyi anlaşılır olmalıdır. Hızlı ve faydalı geriye dönüşler önemlidir. Öğrencinin nerede yanlış yaptığını ve nasıl düzeltebileceğini gösteren yorumlarla, çabucak geri verilen bir ödev, sadece B ya da C notu verilen bir ödevden çok daha faydalıdır.
7) Destekleyici bir çevre olmazsa olmaz koşuldur. Öğrenciler (ya da konu ile ilgili her kimse), boşa çıkarıldıklarını ya da tehdit edildiklerini hissettiklerinde iyi performans gösteremezler ya da iyi düşünemezler. Ebeveynler ve öğretmenlerin öğrenci ile geliştirdiği ilişki kolaylaştıran ve rahatlatandan biri olmalıdır: Cesaretlendirici bir söz ya da ses tonu, omuza bir el dokunuşu. Bunlar önemsiz gibi görünebilir fakat öğrenme üzerindeki etkisi önemlidir.
Kısaca, öğrenciler iyi davranıldığında, saygı gördüğünde, cesaretlendirildiğinde anlamlı olduğunda, yüksek düzeylerde motivasyon kendiliğinden gelişecektir.
Okulda Motivasyon Sorunu Olmayan Öğrencilerin Temel Özellikleri:
1) Başaracaklarından hiçbir kuşkuları yoktur, öğrendikleri ile hedefleri arasında ilişkiyi kurmuş, uzun vadeli hedefler belirlemişlerdir.
2) Okulda rahattırlar, fakat her şeyi okuldan beklemezler. Bazı gruplara (spor etkinlikleri, müzik veya folklor kulüpleri) üye olmak isteklidirler.
3) Okul kuralları ve kişisel özgürlükleri arasında denge sağlamışlardır.
4) Dikkatleri üzerine çekmeyi severler. Kalabalık olmayan, kendileri ile ilgilenilen bir sınıfta daha başarılı olurlar.
5) Başarı için önemli olanı önemli olmayandan ayırmayı bilirler.
Okulda Motivasyon Sorunu Olan Öğrencilerin Temel Özellikleri:
1) Her şeyi okuldan beklerler, çabuk ulaşabilecekleri başarılar ile kısa vadeli hedefler belirlemişlerdir.
2) Okul kurallarına ya tamamen uyarlar ya da tamamen karşı gelip asi davranırlar.
3) Sınıfın biraz kalabalık olması onlar için daha uygundur.
4) Öğretmenlerinin kendilerine yönelik beklenti düzeylerini tam olarak tahmin edemezler.
Başarı Gereksinimi Yüksek Olan Kişilerin Özellikleri Şöyle Sıralanmıştır;
*Kendini Tanıma Özelliği: Becerilerinin ve ilgilerinin farkında olan insanlardır. Böylece ilgi duymadıkları bir alana yönelmedikleri gibi, kendilerini “yeterli” hissettikleri alanlardan da en iyi olduklarına yönelirler. İlgi duyduğu alanda, becerebileceğine yönelen kişinin kendisine güveni artar, kendisine saygı duyar ve kendinden hoşnut olur. Kendilerinden memnun olan insanlar, iyi sonuçlar yaratırlar.
*Zamanı İyi kullanma Özelliği: Bir çok kimsenin şikayet ettiği gibi, zaman “çok hızlı” değil sabit bir hızla geçer. Başarılı ve başarısız insanlara eşit olarak verilmiş tek şey zamandır. Başarılı olanlar, zamanlarını kendi seçtikleri amaçlar doğrultusunda planlı ve düzenli olarak kullananlardır. Başarılı olanlar, önemli olanla önemsiz olanı birbirinden ayırır. Zamanlarını işler ve ayrıntılarla değil, “olmazsa olmaz” niteliğindeki öncelikli işlerden başlayarak kullanırlar.
*Amaç Belirleme Özelliği: Amaç, belirli bir zaman dilimi içinde ulaşılması istenen noktadır. Açık ve kesin bir amaç ifadesini benimserler. Amacını belirli aralıklarla değerlendirir. Bu değerlendirme sırasında sebepler ve mazeretler üzerinde değil, somut sonuçlar üzerinde dururlar. Bir kez belli bir hedef seçtikten sonra, o işi başarı ile tamamlayana kadar başka hiçbir şeyle ilgilenmezler.Bir işi asla yarım bırakmazlar ve çok çaba harcarlar.
*Dinleme ve Gözleme Özelliği: Sorulacak bir çok sorunun cevabının kendiliğinden ortaya çıkmasına yardımcı oluğu gibi, olayların doğal akışının bozulmamasına ve böylece edinilecek bilginin gerçeğe daha yakın olmasına imkan verir.
*Orta derecede riske girerler: Örneğin halkaları belirli bir uzaklıktan atarak sırığa geçirme oyununda sırığa ne çok yakın ne de çok uzak dururlar. Ölçülü risklere girerler. *Anında Geri Besleme İsterler: Sonuçları kolay alınacak faaliyetleri tercih ederler. Gerekli olan yerde ve zamanda yardım istemeyi bilirler.
*Başarma Hissi: Başarı gereksinimi yüksek bir kişi başarmış olmanın verdiği bir iç doyuma ulaşır. O nedenle kazancı azda olsa ilginç işleri tercih edebilir.
Motivasyonla ilgili Genel Öneriler:
1) Amaç Belirlemek: Her ne kadar hedeflere ulaşılması için motivasyon gerekliyse de, aslında belirlenmiş amaçlar başlı başına önemli birer motivasyon kaynağıdır. Bu durum mantıksal bir döngü gibidir. Amaçlara ulaşabilmek için motivasyon gerekirken ulaşılan her amaç motivasyonun artmasını sağlar. Eğer kendinize kısa dönemlik ve zaman sınırlaması olan bazı amaçlar belirlediyseniz ulaşacağınız her amaç sonuçta motivasyonunuzu arttırır ve diğer kısa dönemlik amaçlarınızın gerçekleşmesi için sizi teşvik eder. Çünkü belirlenmiş olan her amacı gerçekleştirdiğinizde bir görevi yerine getirmiş olmanın huzurunu ve mutluluğunu yaşamış olur, kalan diğer amaçları gerçekleştirmek için daha fazla istek duymaya başlarsınız.
2) Kendine İnanmak ve Güvenmek: Ortalama bir yetenek ve zeka düzeyine sahip olan her insan üst düzeylerde başarılı olabilme şansına her zaman için sahiptir. Başka bir anlatımla amaçlarını gerçekleştirebilmek için yeterli zaman ayırabilen, çaba gösterebilen ve kendisine güvenen herkes bir çok bilgi ve beceriyi en mükemmel şekilde öğrenebilir ve amaçlarına ulaşabilir.
Kendine inanan ve güvenen insanlar aynı zamanda hiç tereddüt etmeden gerektiğinde risk de alarak kendilerini kolayca değiştirebilirler. Bilindiği gibi risk almak aslında alışılmışın rahatlığını bozmak anlamına gelir. Risk alarak mücadeleye girdiğinizde bazen çabalarınız başarısızlıkla da sonuçlanabilir. Eğer gelişmeyi ümit ediyorsanız karşılaştığınız başarısızlıklara olumlu yaklaşmalı ve başarısızlıklarınızı değerlendirmeli ve daha iyi yaklaşımların denenmesine neden olan fırsatlar olarak kabul etmelisiniz.
3) Kendi Kendine Olumlu Telkinler Yapmak: Bir sınav kendi kendinize “biliyorum ben bu sınavdan başarısız olacağım” dediğiniz oldu mu? Eğer bir şeyi yapamayacağınızı sık sık tekrar ederseniz, buna önce kendinizi inandırırsınız ve sonuçta amaçlarınızı başaramayacak yetersizliği kendi kendinize yaratmış olursunuz. Bu duruma “kendini gerçekleştiren kehanet” adı verilmektedir. Oysa aynı özellikten faydalanabilinir. Kendi kendinize yapacağınız olumlu telkinle aklınız iyi, olumlu, başarılı kelimeler ve hayallerle dolacak, bu ise amaçlarınızı gerçekleştirmeniz konusunda sizi motive edecektir.
4) Zihinsel Resimler Oluşturmak: İnsanlar özellikle kendilerine olan güven duygularını arttırabilmek için sık sık bu tekniği kullanırlar. Gerek amatör gerekse profesyonel sporcular performanslarını daha da geliştirebilmek için bu yöntemi uygularlarsa daha fazla başarılı olurlar. Örneğin bir basketbolcu maçtan önce kendisinin sürekli olarak 3 sayılık atışları başarıyla attığını zihninde tekrar tekrar gözünün önüne getirebilir. Doktora veya Yüksek Lisans tezini sunacak olan bir öğrenci, jürinin karşısına geçmeden önce kendisini başarılı bir sunu yaparken hayal edebilir. Kendinizi başarılı olarak gördüğünüzde ve olumlu kelimelerle bu durumu desteklediğinizde, amaçlarınızı geliştirme de, böyle bir stratejiyi kullanmayan herhani birine göre daha başarılı olursunuz.
Kendi kendine olumlu telkin yapmak ve kendini başarılı olarak hayal etmek, iyi bir hazırlıkla bir araya geldiğinde, hayatınızın her alanında başarılı olma ihtimaliniz artıracaktır.
5) İşin Sonunu Düşünmek: Yaptıklarınızın sonuçlarını düşünmeniz ve elde edilebilecek çıktıların (bunlar olumlu ya da olumsuz olabilir) farkında olmanız da sizi motive edebilir. Eğer her ders için önceden hazırlanırsanız, örneğin, sınıfta rahat edeceğinizi ve dersten bir çok yeni şeyler öğrenerek çıkacağınızı düşünürseniz bu durum olumlu bir sonuçtur. Eğer derse hazırlıksız girerseniz büyük olasılıkla derste anlatılanlar size oldukça sıkıcı gelecek ve hatta dersten kafanız karışık, bilgileri tam olarak kavrayamamış çıkacaksınız. Bu durum ise, olumsuz bir sonuçtur ve sınavlarda başarısız olma gibi başka olumsuzluklara da neden olabilir. Seçimleriniz sonucunda ortaya çıkacaklar dikkatli bir şekilde göz önünde bulundurularak, olumlu sonuçların beklentisiyle isteksizliğinizi azaltabilir, motivasyonunuzu arttırabilirsiniz.
6) Ödüllendirmeyi Kullanmak: Herhangi bir amacı veya işi tamamladığınızda kendi kendinizi ödüllendirmeniz de kullanabileceğiniz bir diğer motivasyon yöntemidir. Hiç kimse yapacağı her işi büyük bir istekle yapacak bir kişilik özelliğine sahip değildir. Örneğin, çok ilgili olmadığımız bir konudaki bir konferansı dinlemek veya ev ödevi olarak verilen bir kitabı okumak gibi hoşunuza gitmeyen bazı şeyleri sevmeseniz de zaman zaman yapmak zorunda kalabilirsiniz. Bu türde hoşunuza gitmeyen işleri yapmak istemediğinizden, genellikle onları sürekli ertelemeyi tercih edebilirsiniz. Bu durum günler geçtikçe bir kartopunun çığa dönüşmesi gibi, gittikçe büyüyerek sizi olumsuz yönde etkileyecektir. Ertelemeler uzadıkça işin yapılma olasılığı da azalacaktır. İşi erteleme yerine tamamlamak için harekete geçerek onu bitirmek “oh be iş bitti!” ve rahat bir nefes almanıza neden olacaktır. Buda sizin motivasyonuzu arttıracaktır.
Bazen fiziksel ödüller de motive edici araçlar olarak etkili bir şekilde kullanılabilir. Bu ödüller, küçük veya büyük, kısa veya uzun süreli olabilir., örneğin bir gazete okuyabilir, TV’de ilginizi çeken bir programı izleyebilir, arkadaşınızla kısa bir gezinti yapabilir, bir müzik parçasını dinleyebilir veya bir pastanede pasta yiyebilirsiniz. Bu ödüller amaca ulaşmak için teşvik edici uyarıcı olarak kullanılabilir. İyi bir not almak veya çevrenizdeki insanların sizinle gurur duyacak olmaları da önemli birer motivasyon oluşturucusu olarak kabul edilebilir.
Yorumlar